Temizlik bezlerinden resim yaptık

Temizlik bezlerinden büyüklü küçüklü şekiller kestim (kare üçgen ve daire)
Sonra bu şekillerden neler yapabileceğimizi oğlumla birlikte keyifle gördük.
sonra bunları kağıda yapıştırıp kolaj çalışması yaptık.



Profiterol yaptım:)

Evlendiğimizin ilk günlerinde denemiştim profiterolü fakat istediğim sonucu alamayınca birdaha denemedim. Benimde öyle kötü bir huyum var yaptığım bir iş güzel olmazsa üzülüyorum ve birdaha deneyemiyorum denesem bile aradan böyle yıllar geçiyor:) Ama profiterolün tarifi bile ürkütücü o kadar çok püf noktası yazılmış ki yok şunu yapmalısınız yok bunu yapmalısınız yapmazsanız şu olur bu olur sakanın dokunma hızlı ol!!! tarifleri okurken bile ürküyorsun ve yok canım yapamam ben bunu diyorum yada bu kadar uğraşana kadar gider hazır yerim diyorum:)
Tarifimi veriyorum;
1,5 su bardağı suyu kaynatıyoruz
100 gr margarini kaynayan suya ekliyoruz yağımız eriyince ocağı kapatıp
1 su bardağı un
yarım çay kaşığı tuz
yarım çay kaşığı şeker ilave edip karıştırıyoruz daha sonra mikserle iyice karıştırıyoruz ki topaklanma varsa gitsin diye. Çok yumşak ve sıcak bir hamur elde ediyoruz hamurumuzu soğutuyoruz.

Hamur soğuyunca
1 yumurta kırıyoruz ve hamura iyice yediriyoruz ben yine mikserle yedirdim
daha sonra 1 yumurta daha kırıyoruz ve mikserle yediyoruz
bu şekilde arka arkaya 4 yumurta kırıyoruz yumurtalarınız çok küçükçe 5 tane kırabilirsiniz.
Kıvamın nasıl olduğunu ben uzmantvde profiterol hamuru yapılışından izledim kek hamurundan biraz daha koyu kıvamlı olacak ben 4 yumurta kırmama rağmen hamurum biraz cıvık oldu tepsiye dizdiğimde top gibi durmadı neden böyle oldu anlamadım:) ama yinede tadı ve görüntüsü güzeldi sadece pinpon topu gibi olmadı neyse daha sonra hamuru 1 saat buzdolabında dinlendiriyoruz

ve tepsiye dizdiğimiz hamuru önceden 200 derecede ısıtılmış fırınımıza koyduk 20 dakika pişirdikten sonra dereceyi 150 yaptık 25 dakika daha pişirdik birazda fırında beklettik ve hamurlarımız hazır gelelim kremasına
2,5 su bardağı sütü
2 çay bardağı toz şekeri
1 çay bardağı unu
2 tatlı kaşığı nişastayı (isterseniz vanilyada atabilirsiniz)
1 yumurta sarısını bütün bu malzemeleri karıştırıp koyu muhallebi kıvamında pişiriyoruz
ve soğumaya bırakıyoruz
Sosu için;
isterseniz hazır soslardan kullanın fakat ben kendim yaptım
2 çorba kaşığı un
2 çorba kaşığı kakao
1 su bardağı şeker
1 su bardağı süt
1 su bardağı su tüm malzemeyi karıştırıp pişiriyoruz akışkan sos kıvamında bırakıyoruz
sıra geldi en son aşamaya
benim hamurlarım pinpon toğu gibin olmadığı için biraz daha yassı olduğu için bıçakla ortadan ikiye güzelce böldüm arasına krema sürdüm üzerlerinede soğuğa yakın ılık olan çikolata sosunu döktüm
oh bee bittimi tarif bu ne yaa ilk kez bu kadar uzun tarif yazdım:) Sonuçtan bende oğlumda çok memnun kaldık 2 tepsi çıktı bu tariflerden bizim evde 1 günde biter:)
 
cep telefonu çekimi olduğu için görüntü kalitesi pek iyi değil kusura bakmayın
 
Nimetleri veren rabbime sonsuz şükürler olsun..
Rabbim herkesi güzellikler içerisinde yaşatsın ağzımızın tadını evimizin huzurunu artırsın inşallah..

Şeker ve bardakla isabet oyunu

Ben bilmem eşim bilir yarışmasında gördüğümüz bu oyun oğlumunda benimde ok hoşuna gitti ve evde kendimizce oyunu hazırladık.
attığımız şekerler bardağa girince pek mutlu olduk
ayrıca şekerleride sayıp sıraladık




Balık tutma oyunu yaptık

Dün bazı arkadaşlarımın bloglarındaki çocuklarıyla yaptıkları faaliyet örneklerini bende oğlumla uyguladım. Sonuç gerçekten çok güzeldi. http://oyuncuanne.blogspot.com/ ve http://alikemalalp.blogspot.com/ arkadaşlarımdan çok güzel fikirler edindim sizlere de tavsiye ederim ben oğlum yaparken çok eğlendik.
Balık tutma oyunu

Öncelikle büyüklü küçüklü balık resimleri çizdim. Bu resimleri oğlum boyadı ben kestim. Kağıtların katlanmaması dik durması için balıkların üzerine 2 kat koli bandı çektim. Balıklarımız hazır. Olta için; Oklavanın ucuna kalın bir ip yada kurdela bağlıyoruz ipin ucunada mıknatıs yapıştırıyoruz (ben buzdolabı magnetlerinden birini kestim)
Balıkların üzerine arkadaşlarım ataç takmışlar ben evde olmadığı için iğne taktım ve uçlarını tehlikeyi engellemek için yapştırdım. (çatal iğnede olabilir) Oltayı attık mıknatıs balığın üzerindeki iğneyle temas etti ve balıklar oltadaaa
Gerçekten çok keyif aldı. Hem kendi yapmış olduğu bir oyuncağa sahip oldu üstelik tuttuğu balıkları gazetinin arasına koyup "mangal yapıyorum anne löp löp yiycez dedi:))))" hayal gücü
Tutamadığı zaman sinirlendi bende sabırlı olmasını sinirlenirsen balıklar kaçar onlarla güzel güzel konuş tatlı balıııık şirin balık gel bakalım oltaya de gelirler balık tutmak sabır ister dedim ve sonuç güzeldi:))

Pratik eşleştirme kartı yaptık

Eşleştirme kartlarından oğluma almak istiyordum fakat bir türlü kısmet olmadı derken aklıma bu fikir geldi. Hem pratik hem eğlenceli.
Marketlerin dağıttıkları tanıtım kitapçıkları bizim apartmana bolca geliyor. Bu sefer pazaristan ucuzluğun kitapçığı gelmişti. 2 tane aldım bir tanesinden ürünleri kestim diğerinden oğlum eşleştirdi. İsterseniz kestiklerinizi koli bandıyla yapıştırıp yırtılmasını engelleyebilirsiniz. Biz eğlendik üstelik gruplandırma ve saymada yapabildik.
Hangisi mutfak malzemesi
oyuncakları ayıralım
hangileri ile çay içebiliriz (çaydanlık çay bardağı vs)
Hangileri tehlikeli  dediğimde ise deterjanları verdi yavrum:)
bu bir fikir gerisi sizin hayal gücünüze kalmış.

Otobüs lokanta

Belki daha önce sizler de rastlamışsınızdır otobüs lokantalara. Ben duymuştum fakat içine hiç girmemiştim. İki katlı otobüsün alt katında yemekleri pişiriyorlar üst katınada servis yapıyorlar. Tavanı deri kaplamışlar. Ahşap masa sandalye çok hoş olmuş küçük ve şirin:) Alttaki yemeğin kokusu sizi yukarda bunaltmıyor havalandırmayı güzel ayarlamışlar. zaten fastfood tarzı döner yada kebap yok. Resimler otobüsün üst katı sağ ve sol tarafı bu kadarcık lokanta nasıl ama:))


Umudunu kaybetme..

Hani film takipçileri olur beğensede beğenmesede vizyona giren bütün filmleri izler, film koleksiyonu yapar falan filan. Hiç öyle olamadım aslında olsam ne iyi olurdu. Eşimle film zevklerimiz hiç uymuyor. İzlediğim bir film beni en baştan kendine bağlayacak, sürükleyecek yoksa sıkılıyorum sıkılıncada saçma sapan sorular soruyorum "bu nerden çıktı şimdi, o kimdi, ne oldu, anlamadım ben, uf sıkıcı bu film kapatalımmı, çok saçma değilmi olmamış becerememişler vs vs" :))
ama eğer beğendiysem film bitsede etkisinde oluyorum:) Beğendiğim nadir filmlerden birini paylaşmak istedim. Belki izlemişsinizdir eski bir filmmiş ama izlemediyseniz şiddetle tavsiye ederim Pişman olmazsınız...

sakız manileri

Dün ailecek açtığımız sakızların manileri  okadar uyumluyduki sanki bizi bilip tanıyarak yazmışlar
mustafamert'in manisi "bu çok güzel bir meyve, aşkınızdan size hediye, büyüyecek neşeli mutlu, hayırlı olacak millete" :))
bana çıkan mani "Annesi üzerine titrer, küçük çocuğunu pek sever, Oğlu çok kıymetli kendi gibi gelin ister" :))
babamızın manisi "Yarin sarhoş olmuş   sevdanla,  bak  nasıl değişti zamanla, sevgisini söze dökemez, sen de tavırlarından anla" :))
herkes kendini buldu manilerde    iyiyiymiş:))

Oğlum artık banyoda ağlamıyor (banyo şapkası)

Oğlum her çocuk gibi suyla oynamayı çok seviyor. Küveti doldurduğumuz zaman banyodan çıkmak istemiyor, kafasını yıkama anı gelene kadar. Kafasını yıkayacağımız zaman çığlık çığlığa kalıyor. Tabiki bizde kan ter içinde. O nedenle banyo yaptırmak bizim için kabus gibiydi taki nette bu şapkayı görene kadar. Olurmu olmazmı iyimi kötümü derken Vipdükkanda kargo bedava 10 lira olduğunu görünce hemen   siparişverdim. Gerçekten işe yarıyor. Gözüne yada yüzüne su teması olmuyor. banyomuz keyifle başlayıp  keyifle sona eriyor:)

Bebeklere Keyifli Banyolar! Bebek Banyo Şapkası Yanında Dökülmeyen Mama Tası İle Set Halinde 50 TL yerine 19.90 TL!
Resim netten alıntıdır 

BABAYDIM BEN...


BABAYDIM BEN...

Kızım gelecek birazdan
Çok az vaktimiz kaldı, hala ürperiyor ve korkuyorum
Ya duramazsam ayaklarımın üzerinde?
...
Ya bırakıpta kendimi ağlarsam gözünün önünde?

Hayır yapamam! Bu olmamalı
Toparlanmalıyım bir an önce
Her zamanki gibi dik durmalıyım karşısında
Hem kızımı "erkekler ağlamaz, hele babalar hiç ağlamaz" diye inandırmıştım
Sürdürmeliyim o koca yalanı

Kızım gelecek birazdan yanıma
Canımın yongası, yüreğimin ta şurası
Daha şimdiden hissediyorum belimin orta yerinden kırıldığını
Çözüldüğünü dizlerimin bağını

O gelmeden kendimi toparlamalı ve alıştırma yapmalıyım
Onu gelinlik içinde görür görmez "prensesler gibi olmuşsun kızım" demeliyim
Ya da yok
"Canım yavrum, o kadar güzel olmuşsun ki seni vermekten vazgeçebilirim" demeliyim
Ya da şöyle diyeyim en iyisi
"Birisi cennetin kapılarını açık bırakmış da bu melekler güzeli buraya mı kaçmış?" desem

Ama ağlar ben bunları söylersem
Zaten o benim hep prensesim, hep melekler güzelimdi
En iyisi hiçbir şey demeden
"Hayırlı uğurlu olsun kızım, Allah başınızı bozmasın"diyeyim kestirmeden

Ama bu da çok katı olmaz mı?
Olsun, zaten kızım beni hep katı bilirdi
Bir yere gitse "neredeydin?" diye
Gittiği yerden geç gelse " kız başına bu saate kadar ne geziyorsun?" diye kızardım
O da surat asar, bazen karşılık verir giderdi karşımdan

Ama benim ona hep kızdığımı ve baskı kurduğumu düşünsede
Hiç kızmadım ben melekler güzelime
Kızamazdım, kıyamazdım

Başına bir şey gelir, incinir, korkar da yanında ben olamam diye titrerdim
Onun tırnağına taş deyse benim yüreğime kan akardı
Onun saçının teli kopsa benim yüreğim doğrulmazdı
Babaydım ben, sevdiğimi değilde hep tepkilerimi belli ederdim

Hep sevdim onu belli etmeden
Geceleri az mı izledim gizli gizli uykusunu bölmeden
Az mı dua ettim "Allah'ım alma canımı kızımın mutlulukla mürvetini görmeden"

Kızım gelecek birazdan
Daha doğrusu öpüp elimi helallik isteyecek, uçacak yuvadan
Boğazım düğüm düğüm, yüreğim iki büklüm
Keşke açabilsem de yüreğimi öpse kızım kanayan bu yaramdan
Öpse de geçse acısı her yandan

Kızım gelecek ve gidecek birazdan
Kızım gidiyorsun da yokluğuna nasıl dayanacak bu ruhsuz sandığın baban?
Ağlarsam eğer sanma ki sadece mutluluktan, hepsi ayrılıktan tomurcuğum
Hepsi ayrılıktan

Çok sevdi seni baban
Çok ağladı içinden ama gözünden yaş akmadan
Hasta olduğunda, düştüğünde, üşüdüğünde, üzüldüğünde
Katı değildim ben kızım
Sadece sana karşı hassas ve zayıf olduğumu bilme diyeydi hepsi
Yani kınalı kuzum hepsi yalandan, hepsi korkudan

Seni çok seviyorum kızım
Gidişine kan ağlasamda yine yalan söyleyeceğim sana
Mutluluktan ağlıyorum desemde halbu ki ayrılıktan
Halbu ki yokluğuna alışamayacak oluşumdan

Güle güle git diyecek kızına bu yorgun babası
Mutlulukla dolsun diyecek evi, yuvası
İncinmesin yüreğin, akmasın diyecek gözünün yaşı
Kurban olur ona babası
Desem mi ona acaba
"Hadi babası, öp de geçsin bu ayrılık acısı"
"alıntıdır"

BABAYDIM BEN... 

Kızım gelecek birazdan
Çok az vaktimiz kaldı, hala ürperiyor ve korkuyorum
Ya duramazsam ayaklarımın üzerinde?
Ya bırakıpta kendimi ağlarsam gözünün önünde?

Hayır yapamam! Bu olmamalı
Toparlanmalıyım bir an önce
Her zamanki gibi dik durmalıyım karşısında
Hem kızımı "erkekler ağlamaz, hele babalar hiç ağlamaz" diye inandırmıştım 
Sürdürmeliyim o koca yalanı

Kızım gelecek birazdan yanıma
Canımın yongası, yüreğimin ta şurası
Daha şimdiden hissediyorum belimin orta yerinden kırıldığını
Çözüldüğünü dizlerimin bağını

O gelmeden kendimi toparlamalı ve alıştırma yapmalıyım
Onu gelinlik içinde görür görmez "prensesler gibi olmuşsun kızım" demeliyim
Ya da yok
"Canım yavrum, o kadar güzel olmuşsun ki seni vermekten vazgeçebilirim" demeliyim
Ya da şöyle diyeyim en iyisi
"Birisi cennetin kapılarını açık bırakmış da bu melekler güzeli buraya mı kaçmış?" desem

Ama ağlar ben bunları söylersem
Zaten o benim hep prensesim, hep melekler güzelimdi
En iyisi hiçbir şey demeden 
"Hayırlı uğurlu olsun kızım, Allah başınızı bozmasın"diyeyim kestirmeden

Ama bu da çok katı olmaz mı?
Olsun, zaten kızım beni hep katı bilirdi
Bir yere gitse "neredeydin?" diye
Gittiği yerden geç gelse " kız başına bu saate kadar ne geziyorsun?" diye kızardım
O da surat asar, bazen karşılık verir giderdi karşımdan

Ama benim ona hep kızdığımı ve baskı kurduğumu düşünsede
Hiç kızmadım ben melekler güzelime
Kızamazdım, kıyamazdım 

Başına bir şey gelir, incinir, korkar da yanında ben olamam diye titrerdim
Onun tırnağına taş deyse benim yüreğime kan akardı
Onun saçının teli kopsa benim yüreğim doğrulmazdı
Babaydım ben, sevdiğimi değilde hep tepkilerimi belli ederdim

Hep sevdim onu belli etmeden 
Geceleri az mı izledim gizli gizli uykusunu bölmeden
Az mı dua ettim "Allah'ım alma canımı kızımın mutlulukla mürvetini görmeden" 

Kızım gelecek birazdan
Daha doğrusu öpüp elimi helallik isteyecek, uçacak yuvadan
Boğazım düğüm düğüm, yüreğim iki büklüm
Keşke açabilsem de yüreğimi öpse kızım kanayan bu yaramdan
Öpse de geçse acısı her yandan

Kızım gelecek ve gidecek birazdan
Kızım gidiyorsun da yokluğuna nasıl dayanacak bu ruhsuz sandığın baban?
Ağlarsam eğer sanma ki sadece mutluluktan, hepsi ayrılıktan tomurcuğum
Hepsi ayrılıktan

Çok sevdi seni baban
Çok ağladı içinden ama gözünden yaş akmadan
Hasta olduğunda, düştüğünde, üşüdüğünde, üzüldüğünde
Katı değildim ben kızım
Sadece sana karşı hassas ve zayıf olduğumu bilme diyeydi hepsi
Yani kınalı kuzum hepsi yalandan, hepsi korkudan

Seni çok seviyorum kızım
Gidişine kan ağlasamda yine yalan söyleyeceğim sana
Mutluluktan ağlıyorum desemde halbu ki ayrılıktan
Halbu ki yokluğuna alışamayacak oluşumdan

Güle güle git diyecek kızına bu yorgun babası
Mutlulukla dolsun diyecek evi, yuvası
İncinmesin yüreğin, akmasın diyecek gözünün yaşı
Kurban olur ona babası
Desem mi ona acaba
"Hadi babası, öp de geçsin bu ayrılık acısı" 
●
Çok şükür benim babam duygularını belli eder, sevgisinide acısınıda öfkesinide hissedebiliriz. Derdini paylaşır derdimizi dinler. Bize güzel sözcükleri ve bizi ne çok sevdiğini sık sık söyler. Hepimizin isminin sonuna gül ekler, telefonu söyle gönlümün gülü diye açar. Hangisini anlatsamki benim babam çok değerli ve özeldir!!iyki varsınız rabbim acınızı göstermesin...

kurdela nakışı bohça ve şablonu

Komşumda benim gibi halk eğitim kursuna gidiyor Kurdela nakışına. Gerçekten çok güzel işler yağıyorlar. Ben de yaptıklarını şablonlarıyla birlikte ara ara sizlerle paylaşıcam inşallah. Nette kurdela nakışı şablonu ararken ben çok zorlanıyordum.   Şablon varsa bitmiş hali  olmuyordu o nedenle anlayamıyordum nasıl bir desen olduğunu işte şablon ve bitmiş hali. Bohça seccade havlu takım olacak fakat sadece bohça bittiği için bohçayı paylaşıyorum

Osmanlıyı anlamak

türkiye gazetesinde yayınlanan bir röportajı paylaşmak istedim. gerçi malesef doğru kitapları okumak yerine yalan yanlış görseller daha çok ilgimizi çeker oldu ve malesefki tarihi araştırmak yerine hayali senaryolara vaybeee ecdat neler yapmış deyip erotizm kokan sahnelere inanıp salya akıtan kitleler var. osmanlı yedi cihana hoşgörüsüyle adaletiyle yiğitliğiyle ve sonsuz bir islam ahlakıyla hüküm saldı. şimdilerde bizim hayranı olduğumuz avrupa medeniyeti osmanlıdan öğrendi. biz ne yapıyoruz altın değerindeki tarihimizin kıymetini bilmiyoruz. İnşallah bunun hesabını verebiliriz...

Yücel KOÇ / ÖZEL RÖPORTAJ
01 Aralık 2012
Avrupalı ressamların çizdiği saçı açık Hürrem portreleri var. Bunları nasıl çizmişler?Hepsi uydurma, hayali. Mümkün değil görmeleri. Nerede görecek? Mesela, Melling... 3. Selim döneminde İstanbul'a gelmiş bir ecnebi. Bir dönem tasarımcılık ve mimarlık da yapmış. 'Melling Kalfa' diye meşhur olmuş. Melling Kalfa gravür de çiziyor. Harem'i de çizmiş. Saray ile irtibatlı iş yapan biri de olsa, bunun Harem'e girmesi mümkün değil. Karaağalar (Harem ağaları) bile kapının bir yerinden sonra kalıyorlar. Melling'in çizdiği gravürdeki Harem'e bakıyorum; kız yurdu gibi. Kat kat çizmiş. Birinci katta yer sofraları kuruluyor, ikinci katta namaz kılınıyor, üçüncü katta yataklar toplanıyor. Bunu nasıl çizmiş olabilir diye araştırdım. Bir kere çizdiği Harem'in bizim Topkapı'daki Harem'le ilgisi yok. Hayali çizdiği en baştan oradan belli. Gravürde orta katta namaz kılan kızlara dikkat ettim. 7-8 hanım namaz kılıyor. Bazıları rükuda, bazıları secdede, bazıları da tekbir alıyor. Dikkatli baktım, kızları ellerini kulaklarına götürerek tekbir alırken çizmiş. Yani bu kişi değil Harem'e girmek, hayatında namaz kılan hanım bile görmemiş. İşte her şey ortada.
İşte Harem yalanının belgesi
Harem ve saray ile ilgili anlatılan hiç doğru şey yok mu?Saray denince bizim toplumumuzun aklına ne geliyor? Hep Avrupa'nın sarayları... Buckingham, Versay, Almanların Recidance'ları... Bizim sarayımız hiçbir zaman onlarınkine benzemedi. Bizim sarayımızda ne var; Birun ve Enderun. 2. Murat'ın Edirne'ye yaptırdığı saraya gidin, orası da aynı. Birun'da devlet ve dünya yönetilir. Enderun, adı üstünde; en derin, en özel yer. Bugünün popüler tabiriyle Osmanlı'nın kozmik avlusu orası. Kimsenin girip-çıkamadığı özel bir bölüm. Orada kızıyla-erkeğiyle öğrenci yetiştiriliyor. Hürrem Sultan da küçük yaşta alındı, orada yetişti, şekillendi ve Kanuni ile evlendirildi. Evlendiren kim? Hafsa Hatun ve Yavuz Sultan Selim. Bir baba ve anne, çocuğunu yaş tahtaya bastırır mı? Hepimiz ebeveyniz. Çocuğumuz evleneceği zaman abuk-sabuk bir gelini hangimiz isteriz? Evimize, sülalemize katmak ister miyiz? Ya da şöyle düşünelim; bugün Türkiye'de bir ailenin mensubu gitti İngiltere'ye okumaya, orada bir İngiliz kızını buldu, beğendi, geldi. “Anne ben bunu sevdim, evleneceğim” dediğinde ne der o anne-baba? Sen ne yapıyorsun? Kim bu? Anası-babası, soyu, inancı der, kabul etmezler. Kolay değil. Bugün biz 2012'de bu ölçüye sahipsek, 500 sene evvel herhalde Osmanlı ailesi aklını peynir ekmekle yemedi. Bir de o kadından doğan çocuk, bir sonraki padişah olacak.
Hürrem nasıl yetişmişti?Hürrem Sultan da bugün 'Harem' denilen, Duhderan-u Hümayun'dan yetişmiş kızlardan biri. O dizide ve bazı uydurma tarih kitaplarında bize nasıl anlatılıyor; Savaşta esirler arasındaki kız çok güzelmiş, bunu hemen Harem'e verelim, demişler. Böyle bir şey olabilir mi? Yaşı 18 ya da 20 olmuş bir kızı hiçbir eğitim vermeden Harem'e sokabilir misin? Ya casusluk yaparsa, ya insan öldürürse!.. En mahrem yere, padişahın yanına sokulur mu? Böyle bir şey mümkün mü?
Peki sarayda eğitim ve güvenlik nasıl sağlanıyordu?Osmanlı küçük yaşta alıyordu çocuğu. 5-6 yaşlarındaki çocuklar hamur gibi yoğuruluyordu. Mesela Çaldıran Savaşı'nda Yavuz Sultan Selim'in sadrazamı olan Hersekzâde Ahmet Paşa... Fatih'in devşirmesidir. Hersek Dükası Yukşiş'in oğludur. Çocuk yaşta almış Fatih Sultan Mehmed, Enderun'da okutup yetiştirmiş, sadrazam olmuş. Zaten bir yanlışını görseler hemen elerler. Enderun'a alınan çocukların çoğu sadrazamlığa gelemiyordu. Sadece son sınıfa kadar gelenler sadrazam olabiliyordu. Örnek; Rüstem Paşa. Hırvat asıllı bir çocuk. Kanuni Sultan Süleyman'ın damadı oluyor. Bugün kim bir Sırp'a, Hırvat'a kızını verir? Osmanlı'da ırkçılık yoktu. O çocuğu ufakken alıp yetiştirmiş ve Mihrimah Sultan evlilik yaşına geldiğinde "Bizim kızımıza kim layık?" diye bakmışlar. Zaten hepsi ellerinin altında, her şeyini biliyorlar o delikanlıların. Doğruluğu, dürüstlüğü, liyâkati ile nam salan Rüstem Paşa ile evlendiriyorlar.
Bu güvenlik titizliği kızlarda nasıl uygulanıyordu?Harem güvenliğin en had safhada olduğu yerdi. 200 civarında küçük kız alınıyor, belirli bir hiyerarşik ölçüde yetiştiriliyor, en son mezun edilirken Enderun'dan bir delikanlı ile evlendiriliyordu. Niye? Çünkü Enderun'dan çıkan delikanlıların hepsi ileride devlet adamı olacak. Yani ben mükemmel bir erkek çocuğu devlet adamı olarak yetiştirirken işimi şansa bırakır mıyım? Onun hanımını da ben yetiştiriyorum. Ben süper bir delikanlı yetiştirdim, sadrazam olacak. Gitti sokaktan ne olduğu belirsiz bir kız ile evlendi. Olur mu? Ben saraya o kızı sokar mıyım? Hanımını da ben yetiştiriyorum, ben evlendiriyorum. Sisteme bakar mısınız? Bu çarpıklığı biz niye bugüne kadar anlayamadık? Bu muhteşem manzarayı niye anlayamıyoruz da, çarpık şekilde anlıyoruz? Çünkü Avrupalı böyle anlıyor. Adamlar Londra'da, Paris'te ağzı açlıktan kokan ecnebi. En çok para eden tablo ne? Osmanlı tabloları. Osmanlı'da en çok para eden tablo ne? Saray tabloları. Saray'da en çok para eden tablo ne? Harem. Mümkün mü bir ecnebinin saraya girmesi, hele de Harem'i görmesi? Onlar da hayali çiziyorlar. Kafalarına göre... Osmanlı Sarayı'nda ne var? Bir sürü genç kız ile erkek var. Bunlar niye olur sarayda? Bilmiyor ki... Onun sarayında yok böyle bir sistem. Onlarda okul diye birşey yok. Osmanlı bu sistemi nereden biliyor? Peygamber Efendimiz'den (Sallallahü aleyhi ve sellem). İlk Mescid-i Nebevi yapıldığında Eshab-ı suffa vardı. Peygamber Efendimiz hemen avlunun bir bölümüne okulu koydu. Bir yanı hanımlar, diğer tarafı erkekler okuluydu. Peygamber Efendimiz döneminde 22 müfessir (tefsir âlimi) hanım yetişmişti. Orası aynı zamanda Peygamber Efendimizin hücre-i seadeti, mescidi, toplantı salonu, öğrencilerin yetiştiği yerdi. Hepsi bir aradaydı. Topkapı'daki sistem de buradan geliyordu.
'Entrikacı' iftiralarının arkasında Avrupalıların kuyruk acısı var!

O kadar padişah hanımı varken, neden Hürrem Sultan hedef oldu?

Bence burada sinsi bir politika var. O da şu; Kanuni Sultan Süleyman denince bizim aklımıza asıl gelmesi gereken şey gelmiyor. Nedir o? Kanuni tahtta iken o gün Avrupa'da çok sinsi bir politika vardı. Haçlı ittifakı yapılmıştı. O günkü Avrupa'nın yarıdan fazlasına hakim olan Almanya'nın başına Schalker geldi. Biz böyle diyoruz, o Almanların 5. Karl'ı... İspanya kraliçesi olan anneannesi Isabel öldü, İspanya da ona kaldı. İspanya'da adı 1. Carlos oldu. Hollanda'yı aldı, İngiltere'nin yarısını kendine bağladı, bütün Avrupa'yı tek bir çatı altında topladı. Bu birliğe katılmayan bir tek Fransa vardı. Kanuni Sultan Süleyman bütün hayatını Fransa'yı desteklemeye verdi, Schalker'e ve kardeşi Ferdinand'a her seferinde darbe vurdu. Kanuni ölmeden 8 sene evvel Schalker'in kurduğu, Fransa hariç, bütün Avrupa'yı kapsayan Roma Germen İmparatorluğu'nu yıktı. Kaç kişi biliyor bunu? Kanuni Avrupa'ya bir sürü sefer yaptı? Neden? Bugün Belçika'nın, Almanya'nın, Hollanda'nın tarihine bakın, "Karl bizim kralımız" derler. Çünkü o gün hepsi tek devletti. Düşmanın tek çatı olması ne demek? Mahvederlerdi bizi. Haçlı seferleri başlayabilirdi yeniden. Ama ne oldu? Hiçbirisi olmadı. Kanuni öyle bir politika yürüttü ki, bütün Avrupa'yı yöneten Karl hayattayken mezara girdi. Devletini parçaladı, paylaştırdı. Karl, İspanya'da El Hamra'da inzivaya çekildi ve kahrından öldü. Biliyor muyuz bunu? Bu Kanuni'nin hayatındaki en önemli detaydır. Bu ne demek? O günkü Roma'nın hakkından gelen adam. O yüzden Avrupa Kanuni'yi hiç sevmez. Çünkü en büyük ittfaklarını yıktı. O zaman ne olacak? Kanuni'yi karalamamız lazım. Nasıl karalayacağız? Sultan Süleyman beş para etmezdi, desen herkes güler. Barbaros'u, Mimar Sinan'ı, Ebussuud Efendi'yi, Sokullu Mehmet Paşa'yı karalayabilirler mi? Ama şunu dersen; sarayda bir kadın çıktı, hepsini parmağına doladı, hepsini oynattı, işte o zaman hepsini karalarsın. İsmini saydığım bütün isimleri bu şekilde iradesiz, zavallı, bir kadın tarafından yönetilen birer uşağa dönüştürürsün. Bence bütün oyun bu.

Padişah zaaf göstermiş olamaz mı?
Devletin bekâsı adına evladını katledebilen bir insan... Çocuğunu gözü görmüyorsa, karısını görür müydü? Bize hep şehzâde Mustafa'nın öldürülmesi anlatıldı. Oysa Hürrem'den olan Beyazıd da öldürüldü. Yıllarca hiç bu anlatılmadı, hep sakladılar, Mustafa'nın öldürüldüğünü söylediler. Demek ki devletin bekâsına kim halel getirirse cezası kesiliyormuş. Hürrem falan değilmiş mevzu.

KPSS hazırlananlara duyrulur

İlk atama dün yapıldı yerleşenlere hayırlı uğurlu olsun inşallah. Emeklerinin karşılıklarını aldılar. Darısı diğer bekleyenlerin başına. Benim zaten ilk alımda umudum yoktu bizim branş 85 altına pek düşmüyor malesef faket dün puanlara baktım tokat 83 amasya 83 samsun 84 ankara 84 ile kapatmış ve benim puanım 82:( benim her işim böyledir zaten 1-2 puanla kaçırırım hep neyse sağlık olsun daha 3 alım var sizlerde dua ederseniz belki bende birgün burdan mutlu haber paylaşırım hayırlısıyla.. Ben sınava evde hazırlandım dersaneye falan gidemedim eşim sağolsun matematikte çok yardımcı oldu sayesinde 20 net çıkardım ki eskiden 10 net ancak yapabilirdim. Coğrafya içinse mükemmel bir hocaya rastladım nette ve şiddetle tavsiye ediyorum. Nihan Akar!! Anlatımı çok güzel sözel dersleri dinlerken genelde sıkılırdım ama Nihan hocayı dinlerken ders hiç bitmesin istiyordum. Hatta oğlum bile benimle keyifle izliyordu kendine has şarkılı ezberlerini oğlumda söylüyordu. Çıldır van nazik erçek:)) Bu sanal dersane işini ben çok sevdim  evde zorlueokulu takip ederek çalıştım 82 aldım. Tabi birde ekolhocam var geometriden sayesinde hiç  soru kaçırmadım desem, sadece 1 tanesini yapamadım o da saflığımdan oldu soruyu çözdüm ama işaretlemedim çözemedim sandım:) sınav heyecanı bir başka. Ekol hoca ve Necdet kirpi matematiği size sevdirecek. Konu anlatımını Ekolhocadan soru çözümünü de necdet kirpiden çalıştım çok faydalı oldu. Bence asıl olan EMEK emek varsa karşılığı geliyor. Rabbim çalışmaya başlayan herkese yardım etsin ben başvurduğum ve faydasını gördüğüm kaynakları paylaşmak istedim inşallah sizlere de faydalı olur..

Doğum günü pastam

Geçen hafta eşimin doğum gününü kutladık. Aslında biraz sönük kaldı benim daha farklı planlarım vardı fakat yatılı misafirlerim olduğu için gerçekleştiremedim. Birdahaki seneye artık:) Pastanın kekini hazır kullandım arasına çikolatalı karamelli puding sürdüm bolca damla çikolata kattım keki tabiki kahveli sütle biraz ıslattım en üstünede krem şanti sürdüm.
süsleme işi için netten baya araştırma yapmıştım ama dediğim gibi biraz acele hazırlanan pasta oldu ortaya bu çıktı detaya inemedim siz daha güzellerini bu sayfayı ziyaret ederek yapabilirsiniz
İlk önce paket çikolatayı benmari usulu erittim yağlı kağıdın üzerine incecik dağıttım ne  kadar ince o kadar güzel buzdolabında beklettim soğuduktan sonra süsleyeme yakın 5 dakika dondurucuda beklettim. sonra çıkartıp spatula yardımıyla kırdım pastanın üzerine serpiştirdim.
Bimde satılan karpuz şeklindeki yumşak şekerlerden aldım

Kaloriferin üzerinde  biraz beklettim iyice yumşamasını sağladı. (Gerekte yok zaten yumşaktı) Sonra oklavayla iyice açıp gül şeklini verdim kenarları açılmasın diye kürdana taktım ve pastanın tam ortasına yerleştirdim. Pasta boncuklarını da serpiştirdim ve pastamız tamamdır:)

Pastamız kesilir..


ve afiyetle yedirilir:)
Doğum günün kutlu olsun sevdiğim sevdiceğim!!
İyki varsın. Sen benim gülen yüzümsün yüzümü güldürenimsin. Sadece kocam değil en iyi arkadaşımsın beni anlayansın sarıp sarmalayansın. Yanındayken bile özlediğimsin. Seni bana veren rabbime sonsuz şükürler olsun, Ben senden razı oldum rabbimde senden razı olsun inşallah...Ömrün hayırlı bereketli huzurlu imanlı sağlıklı rabbimin rızasına uygun geçsin inşallah oğlumuzla birlikte nice nice güzel yıllar geçirelim inşallah.
S.Ç.S.H...

Bir çekiliş daha

Bu güzel hediyeye kim sahip olmak ister..Katılmak için tıklayınız

Güzel bir çekiliş

Blogunu yeni keşfettiğim bir arkadaşım güzel bir çekiliş yapıyorr. Ziyaret etmenizi şiddetle tavsiye ederim. İşte hediyesi..

saç dökülmelerine bitkisel çözüm

Kpss hazırlık döneminde pek çok şeyi ihmal ettiğimi söylemiştim. Bunlardan biri de saçlarım oldu malesef:( İhmal edilen her şey gibi saçlarımda bana tepkisini kendi yöntemlerince koydu:) Saçlarımda aşırı dökülme var hatta önlerde açılma oldu, Saç diplerim kurudu, cılız cansız bir hal aldı. Yıl dönümümüz için kuaföre gittiğimde saçların acil alarm veriyor bir an önce bakım yapmalısın dedi haklıydı ama saçlarımla uğraşamazdım:) Neyse ki kel kalmadan sınav bitti ve ben ilk iş bitkisel sabunlardan almaya karar verdim. Ablam Safran sabununu önermişti kendisi kullanmış ve dökülmeleri azalttığını söylemişti fakat burada safran sabunu bulamadım ben de zeytin yağlı defneli sabun aldım. Etkisini o kadar çabuk göstereceğini hiç düşünmemiştim. Saçlarımdaki dökülme azaldı. Canlandı parladı sanki cılız olan telleri kalınlaştı. Ben önce hiç şampuan kullanmayım dedim fakat sabun sanki biraz sertleştirdi saçımı bu benim işime geldi çünkü saçlarım cılızdı ancak gür saçlar için güzel olmayabilir. Bu nedenle son yıkamada çok az şampuan kullanıyorum ve saçlarım ipek gibi yumşacık. Şampuanıma da suna dumankayanın tavsiyesi ile bir tatlı kaşığı bal kattım. Saçları nemlendirip hava almasını sağlıyormuş.
Son olarak da birkaç diş sarımsağı iyice dövdüm, 10 tane fındığı iyice ezin (ben bu işlemi rendeyle yaptım fakat saçlarıma sürerken çok zorlandım hep döküldü siz iyice ezin ki karışımı rahat sürebilesiniz) birazda zeytin yağı döküp bir karışım elde edin ben bunları göz kararı yaptım siz saçınızın gürlüğüne göre ayarlayabilirsiniz. Saçlarıma sürdüm streç bantla sardım üstüne yemeni bağladım amacım o şekilde yatmaktı fakat 1 saat bile duramadım sanırım yağı fazla dökmüşüm kenarlardan boynuma doğru aktı:) faydalı diye tüm vicuduma yedirdim bende:) daha sonra güzelce yıkadım saçlarımı son durulama suyuna da yarım çay bardağı kadar elma sirkesi attım (bunu ara ara yapmanızı tavsiye ederim) saçlarımı duruladım. Mis gibi oldu sirkeydi sarımsaktı derken turşu gibi koktum sanmayın saçıma yerleşik bir koku kalmadı güzelce yıkarsanız sıfır koku kalıyor fakat sonrasında çamaşırlarınızı makineye atmanız banyoyuda pırıl pırıl yapmanız lazım:) Benim saçlarıma yaptıklarım bunlar artık  saçlarıma elimi her attığımda dökülen saç tellerim yok, dökülse bile birkaç tel, saç diplerimde kuruma yok saçlarım parlak. Sonuçta hepsi doğal yöntemler kimyasal hiç bir şey yok o nedenle zararsız fakaaatt alerjik durumu olanlar için ne sonuç verebilir bilemem o nedenle bu tarz seyleri yaparken de iyi araştırmak lazım..
Daha sonrada yüzüme uyguladığım maskeleri paylaşayım:)

Arefe Gününde Neler Yapılabilir

Arefe günümüz mübarek olsun. Rabbim sevdiklerimizle sağlık mutluluk huzur içerisinde nice nice bayramlar geçirmemizi nasip etsin. Arefe günü bizim evde temizliğin son rutuşları yapılırdı. Günlerdir serilmeyen yıkanmış mis gibi halılar nihayet serilirdi. Tabi önce son kez dip köşe silinir tozlar alınırdı:) Ah annem ahh şimdi kendi evimdeyim ne gelen oluuur ne giden sadece bir kaç arkadaş yada komşu gurbet denilen şey bu mu? Yada biz gençler değerlerimizi mi yitiriyoruz. ama biz eşimle ve oğlumla huzur evini ziyaret etmek istiyoruz. Amcalar teyzeler yalnız kalmasın. Dua edelim dua alalım diye. Biz bugün ailecek çarşı pazar dolaşıcaz. Şekerimizi çikolatamızı tatlımızı alıcaz. Arabamızı yıkatıcaz malum arefe suyu iyi olur o da yıkansın:) Annem arefe günü bizi mutlaka banyo yaptırırdı arefe suyu şifalı olur müberek olur diye aynı çeşmeden akan su bir günde mübarekleşir mi acep? Neyse arefe günü yapılması faydalı olan bazi ibadetleri sizlerle paylaşmak istedim. Rabbim ibadetleri kabul olunan kullardan eylesin...


1-
Arefe günü sabah namazından, Kurban bayramının dördüncü günü ikindi namazına kadar, erkek-kadın herkes, cemaatle kılsın, yalnız kılsın, 23 vakit farz namazda selam verir vermez, (Allahümme entesselam...) demeden önce, bir kere, vacib olan teşrik tekbirini söylemeli, yani, (Allahü ekber, Allahü ekber. La ilahe illallahü vallahü ekber, Allahü ekber ve lillahil-hamd) demelidir.
Camiden çıktıktan veya konuştuktan sonra, artık teşrik tekbirini okumak gerekmez. (Halebi)

2-
Zilhiccenin ilk dokuz günü oruç tutmak sevaptır; fakat Arefe günü oruç tutmak daha çok sevaptır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Arefe günü oruç tutana, Âdem aleyhisselamdan, Sûr’a üfürülünceye kadar yaşamış bütün insanların sayısının iki katı kadar sevap yazılır.) [R. Nasıhin]

(Arefe günü tutulan oruç, bin gün
[nafile] oruca bedeldir.) [Taberani]

(Arefede tutulan oruç, iki bin köle azat etmeye, iki bin deve kurban kesmeye ve Allah yolunda cihad için verilen iki bin ata bedeldir.)
[T. Gafilin]

(Arefe günü
[Besmele ile] bin İhlas okuyanın günahları affolup duası kabul olur.) [Ebuşşeyh]

(Arefe günü tutulan oruç, geçmiş ve gelecek yılın günahlarına kefaret olur.)
[Müslim]

(Şeytan, Arefe gününden başka bir günde daha zelil, rezil, hakir ve kinli görülmez.)
[İ. Malik]

(Allahü teâlâ, Arefe günü kullarına nazar eder. Zerre kadar imanı olanı affeder.) [Gunye]

(Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan dua, reddolmaz. Ramazan ve Kurban bayramının birinci gecesi, Berat ve Arefe gecesi.)
[İsfehani]

(Arefe gecesi ibadet eden, Cehennemden azat olur.)
[S. Ebediyye]

İbadet olarak ilim öğrenmek en faziletlisidir. İlmihal okumakla en uygun ilmi öğrenmiş oluruz.

3- Bugünü fırsat bilip dua etmeli! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Duanın faziletlisi, Arefe günü yapılanıdır.) [Beyheki]

4-
Arefe gününü ibadetle, zikirle, tefekkürle geçirmeli, insanlara iyilik etmeye çalışmalı! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Arefe gününe hürmet edin! Arefe, Allahü teâlânın kıymet verdiği bir gündür.) [Deylemi] (Hürmet etmek, günah işlememekle olur.)

(Arefe günü, kulağına, gözüne ve diline sahip olan mağfiret olur.)
[Taberani]

Kulağına sahip olmak, gıybet, çalgı gibi haram olan şeyleri dinlememektir. Eğer biz istemeden kulağımıza gelmişse, bize günah olmaz. Gözüne sahip olmak da, haram olan şeylere bakmamak ve mubah olarak baktığı şeylerden ibret almaktır. Diline sahip olmak ise, yalan söylememek, dedikodu etmemek, laf taşımamak, kötü söz söylememek, hatta boş şey konuşmamak, kimseyi diliyle incitmemek demektir. Bunlara riayet eden, Arefe gününü değerlendirmiş olur.

Bin İhlas okurken
Sual:
Hadis-i şerifte, (Arefe günü [Besmele ile] bin İhlas okuyanın günahları affolup duası kabul olur) buyuruluyor. Bunu okurken, ihtiyaç hâlinde, arada konuştuktan veya başka bir iş yaptıktan sonra devam etmenin bir mahzuru olur mu?
CEVAPHayır, bir mahzuru olmaz. Peş peşe okumak şart değildir. Mesela, bir kısmı sabahtan, bir kısmı öğleden veya ikindiden sonra okunabilir.

Doğum...

Alt komşum hamileydi ve doğumuna günler kalmıştı artık. Dün akşam doğuma gittiler, balkondan onları gördüğümde o kadar kötü oldumki. Eşinin elindeki bavulu görünce anladım zaten sancıların başladığını arkasından annesinin kolunda beli bükülmüş bir şekilde çıktı arkadaşım. Dayanamadım ağladım. Rabbim bütün hamilelerin doğum yapacak annelerin yardımcısı olsun. O acıları yaşarkenki duygularınız bambaşka hem kendi canınızı hemde bebeği düşünüyorsunuz. Tabi benim eşim askerde olduğu için bir yanım eksikti. Abim koşturdu eşimin yerine hastaneye giderken yanımda abim kayınvalidem ve annem vardı. Kayınvalidem dayanamamış ben içeri girince başlamış ağlamaya onu teselli edende annem olmuş:) Annem alıştı 5 çocuk dünyaya getirdi aradaki düşükleri olümleri saymıyorum. Üstüne bu beş çocuğun hepsinin de doğumlarında yanlarında oldu. Abim hepimizin her anında yanında oldu. Kayınvalidem ise beni kendi kızı gibi özenle yatırdı kaldırdı yıkadı. Ama yine de yalnızdım... Belki akşamki tabloda o yüzden bu kadar duygulandım. Neyseki 5 ay sonrada olsa eşim aramıza katıldı askerliği ankarada yaptığı için her hafta sonu görüşebildik. Her zaman dediğim gibi şükredecek çok şeyimiz vardı ama biz yinede olumsuz şeylere takılıp gözlerimizden yaşlar akıtmayı başarabiliyoruz...

çekiliş

modasenle.com & Çatı Katı Blog Hediyesi

modasenle.com'dan Çatı Katı Blog sakinlerine Armine eşarp , çanta ve şal hediyesi.. Kampanyaya katılmak içintıklayın şansınızı deneyin :)

Güzel bir çekiliş

Hediyeleşmek sünnettir Hadisi şerifini esas alarak EmrEsra bir çekiliş düzenliyor katılmak isteyenlere duyrulur
http://www.emresra.com/2012/10/cekilis-var.html?spref=bl

Aktivite gitti arabalar geldi:(

Oğlumla birlikte yaptığımız oyun hamuru aktiviteleri:) Şu aralar onu böyle aktivitelerin içerisine sokmak biraz zor oluyor. bir kaç ay önce resim yaparken boyalarla oyalanırken sıkılmazdı. Benim yaptığım resimleri kopyalayıp neredeyse aynısını çizerdi. Bay Becerikli kamyonu izlemeye bayılırdı ve anne hadi bizde yapalım derdi. Ama şimdi hiç ilgilenmiyor memleketteyken bu tarz faiyetlerle uğraşmadık acaba unuttumu ne oldu anlamadım. Sürekli araba sürmek istiyor. En büyük zevki arabalarıyla oynamak ve şimşek meccuin izlemek. Resim saati oğlum diyorum geliyor 5 dakika duramıyor sıkılıyor. Ne yapsam acaba herkes yaşıyormu bu geçişleri merak ettim..


Gazete tatlısı

Bir bayram daha yaklaşıyor çok şükür. Evlerde bayram telaşı başladı. Temizlik, tatlılar, dolmalar, alışverişler.. Biz bu sene memlekete gitmiyor ve bu telaşlardan uzağız zira geçen bayram çok yorulmuştum.
anneciğimin her bayram bayram yaptığı 3 çeşit tatlısı olur. Baklava, Gazete tatlısı ve gül tatlısı bu üçünün hamuruda aynı baklava hamurundan. Bugün gazete tatlısının yapılış şeklini vericem daha sonrada gül tatlısının bu iki tatlıda çıtır çıtır ve çok hafif.
öncelikle hamurumuzu açıyoruz ve üzerine nişasta serpiyoruz

Oklavamıza sarıyoruz
 
Gazetenin üzerine koyup sardığımız hamuru yırtmadan açıyoruz
 

Buruşuk bir hamur oluyor üzerine ceviz serpiyoruz
 

Gazeteyi kaldırarak rulo sarıyoruz

Sonra güzelce dilimiyoruz

Tepsimize yerleştiriyoruz. Ne fazla sıkı ne fazla gevşek
Sonraki işlemler aynı baklava gibi üzerine eritilmiş margarin döküp fırında pişiriyoruz. soğuyunca ılık şerbet. 

Uzun Bir Aradan Sonra...

Nihayet dönebildim bloguma. Yazmayalı baya olmuş. Uzun süredir sırtımda bir yük taşıyordum. Yükü attım, kurtuldum, ferahladım. Kpss nedeniyle bloguma ara vermek zorunda kalmıştım. Ben sizleri takip ediyordum bilgisayar başına geçtikçe fakat paylaşım yapamıyordum. Yazın memlekette olduğum sürede ise hiç bakamadım bloguma. Bu zamanda pek çok üyem olmuş onların bloglarını da ziyaret ettim fakat hiçbirinizle iletişim kuramadım. Çok şükür ki acısıyla tatlısıyla bir sınav sürecini daha atlattım. Sınav istediğim gibi geçmese de hayat devam ettiği için ve kaybedecek birşeyim olmadığı için üzülmedim. Üzüldüğüm tek şey oğlumun zamanından çaldım derslere verdim. Ona olan ilgimi azalttım özellikle son zamanlarda denemeler testler tekrarlar derken yavrum vakit geçirsin diye bolca çizgi film izlettim:(( Sınavı kazanamadığıma değil de oğlumu ihmal ettiğim anlara üzüldüm çünkü kpss her sene olur iş her zaman bulunur ama oğlumun giden günleri bir daha gelmeyecek. Neyse hamdolsun ki sınav bitti ve biz oğlumla artık sabah akşam, hep bir oyunun, faliyetin, şarkının türkünün içindeyiz:)
Bayram dönüşü de dikiş kursuna başlıycam sabırsızlıkla bekliyorum. Umarım kurs verimli olur bir sürü kumaşım var hepsiyle kafamda tasarladığım çeşit çeşit elbiseler dikmek istiyorum. Diktiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Yeni paylaşımlarda buluşmak dileğiyle..

Önce fikir olacak

Çocukların, büyüdüklerinde “ne olacakları” elbette önemlidir. Fakat büyümüş kimselerin, çocukluklarında “kimlere hayranlık duymuş oldukları” bundan daha önemlidir!
Bütün kızlara dizi oyuncusu, bütün oğlanlara futbolcu, bütün züğürtlere piyango zengini olma hayali solutulduğu zamanımızda, kimlere özenmekte sizin çocuklarınız?

Hâlbuki bir kişinin önce fikri olacak!
Önce fikir sonra pazarcılık, ön...ce fikir sonra mühendislik, önce fikir sonra futbolculuk, balıkçılık, çiftçilik, tüccarlık, pilotluk, dalgıçlık, kuyumculuk, kasaplık her neyse...

Önce fikir altyapısı olmalı da acaba sen kimi alkışlıyorsun çocuğunun gözü önünde veya kimi horluyorsun?.. Bir imam efendi, sana ne kadar lazımsa son gününde; senin çocuğun için de işte ondan çok daha lazım birileri.
Kim onlar?
Yavrunun iç âlemine şekil verecek kalem erbapları, evladının ufuklarına ışık dökecek gönül kahramanları...

Sen, kimi alkışlayıp saygı gösteriyorsan karşısında, çocuğun da o olmak istiyor ve onun ilk kahramanları, senin takdir ettiğin işte o kimseler oluyor!
Muammer Erkul

kandilimiz mübarek olsun!!

Kandilimiz mübarek olsun... Bu mübarek gecenin hatrına Rabbim günahlarımızı affetsin. Hatalarımızı tekrarlamaktan şeytana uymaktan korusun. Nefsimizin şerrinden, görünen görünmeyen varlıkların şerrinden, kötü arkadaşlıktan, kötü alışkanlıklardan, bizi Rabbimizden uzaklaştıracak faydasız hertürlü işten korusun rabbim.
Güzel ülkemi afetlerden, salgınlardan, düşmanlardan korusun, güzel ülkemde huzur ve mutluluk içinde ehlisünnete uygun olarak yaşamamızı nasip etsin...
Dualarınızda unutulmamak dileğiyle...

Kadınlar gittiğinde...

Kadınlar gittiğinde...
KADINLAR gittiklerinde arkalarında daha büyük boşluklar bırakırlar.
Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde "yetim-öksüz" kalan çok olur:
Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler...
Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar.
Bir kadın gittiğinde he...p suyu unutulur saksıların.
Sık sık boynunu büker "sarıkız".
O teki kalmış eski bardağın anlamını bilen olmaz, değerini kimse anlayamaz krom hac tasının.
Balkon artık sessizdir, koridor kimsesiz.
Bir kadın gittiğinde...
Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında; bir ağır işçi, bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci...
Bir anne gider...
Bir dost...
Bir arkadaş...
Bir sevgili...
Ne çok kişi yok olur bir kadın gittiğinde.
Hep böyle olur; bir kadın gittiğinde; övgüler, uyarılar, yakınmalar, dualar yetim kalır.
Kapı eşiğindeki "Dikkat et..." duyulmaz, annesi gitmiştir "geç kalma"nın.
Kadınlar, arkalarında büyük boşluklar bırakarak giderler.
Bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında. Ve bir kadın gittiğinde pek çok "yetim" bırakmıştır arkasında.
--Kimin yazdığını bilmiyorum malesef. Arkadaşımın face sayfasında okudum ve çok beğendim sizlerle paylaşmak istedim--

Tuvalet eğitimi-- Elveda bezler:))

Çok şükür oğlumla tuvalet eğitimini tamamladık!! Benim için sancılı bir süreçti. Öncelikle acaba nezaman başlasam soruları dolaştı kafamda. Fakat ben son noktaya kadar bekledim. Çünkü erken tuvalet eğitimi alan çocuklarda ilerki dönemlerde gece alt ıslatmaları daha çok oluyormuş diye okudum(tabi bu hepsinde olacak diye bir şey değil ama ben bu cümleden etkilendim)
daha sonra ev soğuk biraz ısınsın dedim zira komşunun çocuğunda idrar yolları iltihaplanması oldu ve doktor "tuvalet eğitimine ara ver çocuğu üşütme" demişti.
Sonra lazımlığa mı, klozete mi, tuvalete mi alıştırsam soruları başladı:) Bir tuvalet için bu kadar alternatif olmaz ki canım:) Üçünü de denedim klozete dikkatini çeksin diye balıklı kapak aldım fakat korktu içine düşüp kaybolacağını sandı sanırım:) lazımlığa poposunu koyamadı beyefedi rahatsız oldu:) en son normal tuvalete oturdu diğer çocukların aksine suyu açıp oynamadı. Bir an önce işini bitirip çıkmak istedi:) Fakat ilk iki gün sabrımı zorladı. Tuvalete girmek istemedi ağladı tuvalette bekledik bekledik yapmadı çıkınca 2 dakka geçmeden altına yapıverdi:) SABIR SABIR ya sabır dedim.. ve yine araştırmaya başladım acaba nerde hata yapıyorum ne taktik kullanmalıyım diye. o kadar çok soru oluyor ki kafanızda
-- acaba çişi gerçekten yokmu
-- acaba kaç dakikada bir tuvalete götürsem
-- acaba altını ıslattığında ona bu durumun hoş olmadığını nasıl en çarpıcı şekilde anlatsam
acaba acaba acaba
nette okuduğum bazı yöntemler beni öyle ürküttü ki çocuğunu çakmakla korkutanlar varmış mesela yapmazsan yakarım deyip elinde çakmakla bekleyen anneler YUUUHHH dedim. bunlar nasıl normalmiş gibi yazabilirler üstelik alta yorum yapanlar evet bende bu yöntemi denedim çok başarılı Akıl fikir ver Allahım dedim:)
2 günün sonunda herşey yoluna girmeye başladı en azından tuvaleti kabullendi bekledik ve yaptı zaten çişini yaptığını görmesiyle olay tamamlandı çocuk da ne demek istediğimi anladı artık. yatarkende hiç bezlemedim gündüzleri zaten kuru uyanıyordu ama geceleri 1 kere çişe kaldırıyorum bu kaldırmada ilk günlerde ağlama ve bana sinir olma durumlarını ortaya çıkardı fakat sonra bunada alıştı.
Gelelim şimdiye şimdi ise o korktuğu klozete koşarak gidiyor anne çişim geldi hadi balıklara gidelim diyor kendi klozete çıkıyor tabi benim desteğimle
BİTTİ....
çokşükür biz hallettik darısı sizin bebişlerinizinde başına inşallah
fakat kakasını hala söylemek istemiyor ama onu zaten en son soylermiş. Bekliyorum o zamanı da:))

Susuzluk..

Yaz sıcağında imdadımıza yetişen bir bardak suyu içip "Allahım bizi susuz bırakma" diye şükrümüzü eda ederken, Evimizi köşe bucak temizleyip ılık bir suyun altında yorgunluk attıp "Su gibisi, temizlik gibisi var mı" deyip şükrümüzü eda ederken, Gürül gürül akan bir pınar kenarında çocuklarımızı suyla oynatırken gerisini düşünüyormuyuz acaba...
Varlık içindeyken yokluğu düşünmek lazım sular eski yıllara göre azaldı ırmaklar dereler eskisi gibi kabarık değil, barajlarımız eskisi kadar dolu değil.
Şuaralar suyu kullanırken o kadar özenliyim ki sanki heran onu kaybedecekmişim gibi sanki boşa akıttığım her damla tüm dünyanın suyunu bitirecekmiş gibi geliyor. Neolur biraz duyarlı olalım. Belki bizler suyun tadını çıkaracağız ama ya çocuklarımız belki onlarda susuz kalmayacaklar ama ya torunlarımız. Yaşlılığımız...
Herşeyi hesapsızca tüketiyoruz ama geleceğimizi etkileyecekse tükettiklerimize dikkat etmeliyiz. İsraf haramdır unutmayalım..

Bahar sarhoşluğu

Şöyle bir söz işitmiştim: “İyi şoför arabasını üzmez, yolcularını üzmez, trafiktekileri üzmez...” Sakin, dengeli, makul bir insanı tarif ediyor değil mi? İyi şoför yerine iyi komşuyu, iyi yöneticiyi, iyi müteahhidi de koyabiliriz belki...
Ama bir de çok bilip kendi doğrularının herkes için doğru olduğunu zanneden, aleme nizam intizam veren muhteşem zâtlar var. Onları ve içimizdeki bu azgın eğilimleri Allah ıslah etsin.
Tevazu iyi ya... Tevazu ile ezenler var...
Veya her zaman kendini haksız bilmek bir nasihattir ya: “Tamam kardeşim sen haklısın” derken üzerinde tepinenler var...
Hayata bakınca da... Bazen aynaya bakınca da görüyorum.
Rahmetli oldu; bürosunda katlettiler bir dostum vardı. Yaptığı işler alengirli, bürokrasisi bol ve rüşvete bulaşık işlerdi. Derdi ki: “Bir adamın aldığı maaşa ve yaşadığı hayata bak. Aradaki tenakuz yolsuzluğun izini gösterir...”
Ama bütün bunlardan bize ne? Ahirette başkasının hesabını bize sormazlar ki... Kim ne yapıyorsa yapsın...
Parayla satın alınan itibar, parayla da harcanır gider...
Bu benimkisi bahar sarhoşluğu: Cümleleri kalbimden geçenlere teslim ettim. Beynim ve mantığım uyuşuk!
Ben rahmetli şoför İlyas Amca’nın oğluyum. Onun bıraktığı tertemiz yokluğun ve muhabbetin mirasını taşıyorum. Yüküm hafif...
Diktiğim kuleler kartondan bile değil; elinizi sallasanız devrilirler, kimseye rahatsızlık vermez. Gölgesi kimsenin güneşini kesmez...
Korktuğum bir asık suratımdır; vallahi ben de mustaribim...
Bazen kimin bedduasını aldım acaba diye düşünüyorum. Yoksa hayata tebessümle bakmak insanın yüz kaslarına da şifa...
Velhasıl...
Yazının başındaki iyi şoför tarifi gibi...
Kimseyi üzmeden yaşamak... Ve üzülmemek... Ne iyi olurdu. Ben de size diktiğim güllerden, yetiştirdiğim maydanozlardan bahsederdim. Ne çok itina istediğinden. Zorluğundan ve güzelliğinden...
Bir de ayrık otlarının arsızlığından...
Murat BAŞARAN

Şimşek çakıyor fişleri çekin:)

Eskiden havanın yağmurlu olduğu, şimşek çaktığı ve gök gürlediği günler bizim evde nekadar elektronik eşya varsa fişi çekilirdi:) Nekadar dediğime bakmayın benim çocukluğumda sadece buzdolabı ve televizyon vardı sürekli çalışan şimdi ise herşey elektronik oldu ama kötü havalarda hiçbirinin fişini çekmiyoruz. Şimdi daha mı güvendeyiz yoksa eskiden daha mı temkinliydik bilemedim. Sizin evdede çekilir miydi fişler merak ettim paylaşmak istedim..

Gökkuşağı

Mayıs ayı da neredeyse bitti fakat hala içimiz ısınmadı:) Havaya güvenip dışarı çıkamıyoruz. bakmışsın pırıl pırıl güneş var bir bakmış şakır şakır yağmur:) Bunada şükür kavuran yaz sıcağından, içimizi titreten kış soğuğundan iyidir. Yağmur ve güneş ikilisinin bir araya gelmesiyle bol bol gökkuşağı görüyoruz şu aralar. Oğluma ilk kez gökkuşağını gösterdiğimde gri bulutların arasından rengarenk gökkuşağını bulabileceğini zannetmiyordum. Dün yağmuru balkondan izleyen oğlum yağmur sonrası koşarak ve yanımıza geldi nasıl sevinçli zıp zıp zıplıyor
--Ne oldu oğlum
--Anne koş bak gökkuşağı çıktı. Orda bulutların arasında. Baba sende kooooşşş. Yağmur bitti yaşasın gökkuşağııııı
biz karı koca da nasıl mutlu olduk anlatamam yaşasın gökkuşağı diye balkondan izledik rengarenk arkadaşımızı. Oğlumun yeni arkadaşı gökkuşağı. Şimdilerde güneş, yıldız, bulut ve gezegenlerden sonra resimlerimizi süsleyen rengarenk arkadaş:))

Evim evim güzel evim!!!!

Yazmayalı baya zaman oldu. Ani karar verdiğim bir memleket turu yaptım ve geldim:) Gezdim gördüm eğlendim en güzeli sevdiklerimle hasret giderdim. Ama her nekadar memleketin de olsa insanın kendi evi bir başka. 15 gün kaldım ama bu sürede evimi ve evde bizi bekleyen eşimi çoook özledim. Çok şükür ki oğlumla sağsağlim evimize babamıza kavuştuk. Tatilde neler mi yaptık resimlerle anlatayım en iyisi:)

Öncelikle keyfili bir otobüs yolculuğu geçirdik oğlumla. O kadar keyifliydiki oğlum otobüsten inmek istemedi:) Biz görmeyeli otobüsler çok değişmiş eskiden "arabamızı alsak da kurtulsak şu otobüslerden" derdim. Şimdi tv izleyerek geldik.
 
oğlum muavini her gördüğünde "tahve yok mu amcaaa" deyince adamcağız bizim tarafa gelemez oldu:) yaz günü herkes su ister benim oğlum kahve:))
Eşimin babaannesinin görümcem için yaptığı havluyu paylaşmak istedim sizlerle. Kendisi 70 yaşında ve halk eğitimin kurdela nakışı kuursuna başlamış. Süperbabannemizi TEBRİK EDİYORUM. Müthiş bir yaşam enerjisi olan, hayat dolu, yorulmak nedir bilmeyen bir bayan.  
Ahh ahh acaba ben o yaşlara gelince nasıl olurum ki hiç gözüm kesmiyor inanın. Rabbim ele ayağa düşürmeden sağlıklı hayırlı imanlı bir ömür yaşamayı nasip etsin..
Eşimin ailesi ve benim ailem aynı şehirde o yüzden sıkıntı yaşamıyoruz gitmişken her iki aileyle de hasretimizi gideriyoruz. Daha sonra Ankaradaki ablama uğruyorum ve bu resimde Aşti de bana yardım eden oğlum:) Kocacığım yok ama oğlum sağolsun valiz taşıttırmadı bana:))

Ablamlarla kızılcahamama gittik. Gerçekten çok güzel bir ortamdı. Temiz ve huzurlu. Özellikle  oğlum için çok iyi oldu. Havuzdan hiç çıkmadı. Nasıl eğlendi nasıl mutlu oldu anlatamam. Resim çekmek yasaktı o nedenle havuz başında fazla fotoğrafımız yok:) Benim olduğum resimde arka planda devremülkler görünüyor.


 Bu çiçeklerde ANNELER GÜNÜ için:) geçen sene ailecek kutlamıştık. Sevgili eşim oğluma tşört yaptırmıştı ve fotoğraf albümü hazırlatmıştı. Çok güzel hediyelerdi. Bu sene ayrı olmamızdan güzel istifade etti sadece telefonda kutladı:) Oğlumda bu çiçekleri benim için topladı bahçeden.
"Sevgili eşim ve gözbebeğim oğlum; Canlarım siz benim en büyük hazinemsiniz. Siz Rabbim en güzel Hediyelerisiniz. Rabbim sizlerle nice anneler gününü güzellikler içinde yaşamamı nasip etsin.."
Dedesinin elinden mangalda et yiyen oğlum. Her gittiğimiz yerde bol bol mangal yaptık:) Mustafa mert çokseviyor mangalı.

Kumların üstünde yuvarlanan oğlum:) Hiç birşey demedim "tadını çıkar oğlum evimize gidince 4 duvarın arasına tıkılıp kalıcaz nerde böyle kum dolu bir bahçe bulucaz doyasıya oyna" dedim:) Kafasındaki kumları temizlerken dediklerime pişman oldum:):)


İşte böyle sevgili dostlar nihayet aranızdayım mutluyum ve yorgunum:) Bu arada yeni takipçilerime geri dönüşüm geç oldu kusura bakmayın...
Herkese öpücükler!!!