Hz Mevlana'dan

Birgün Mevlana Hazretleri eve girer ve hanımı ona sorar;
--Bu kadar aşıksın şükürler olsun bu aşkı yaşayıp yaşatana, peki bana ne kadar aşıksın der;
Mevlana Hazretleri hanımına şöyle der;
--Sen benim Yaradandan ötürü yaradılanı sevişim,
Bir adım gelene on adım gidişim,
Herkesi olduğu gibi kabul edişimsin....
Sen benim bugünüme şükür ve yarınıma dua edişim,
Azla yetinişim,
çoğa göz dikmeyişimsin
sen benim kapanmayan avuç içimsin...

Nekadar güzel söylemiş değilmi mevlana hazretleri ne mutlu gönlünde böyle yüce aşk taşıyabilenlere. Rabbim sevenlerin sevdasını daim etsin...

Otuzumda ATANDIM:)

Bayadır bloğumdan uzaktım tatil dönemi memlekette hiç açamıyorum. Aslında paylaşabileceğim o kadar çok güzellik yaşıyorum ki. biraz tembellik ve daha çok da internete heran erişememem beni bloğumdan uzaklaştırdı. Bu sürede benim hayatımda önemli bir değişiklik oldu geçen yıl KPSS'ye hazırlandığımı daha öncede söylemiştim. Çalışmalarımın meyvesini bu yıl aldım ve 2013/1 alımlarında Ankara'ya atandım. Rabbim isteyen dileyen herkese bu güzel duyguyu yaşamayı nasip etsin.
Fakat bir sorunum var eşim benim bulunduğum yere tayin gelemedi benim tayin istemem gerekiyor ve bu süreçte o kadar kolay değil o yüzden sizden özellikle dua istiyorum. Çocuğumun babasından bir yıl ayrı kalmasını istemiyorum burada bir düzenimiz yok evimizi çok özledik benim için dua eder misiniz :(( Rabbim ne olur bizi ve şuan eşlerinden ayrı kalmak zorunda olan herkesi yuvalarına kavuştur. Evlerimizde huzurlu mutlu sağlıklı imanlı ömür sürmeyi nasip eyle(AMİN)
Ve evinden uzak olan biri olarak evinizin, yatağınızın, mutfağınızın, evinizde beğenmediğiniz gözünüze batan ufacık bir şeyin bile kıymetini bilin
Şimdilik hoşçakalın ne olur beni namazlarınızdan sonra hatırınıza getirin umarım buradan yine size güzel haberi yazabilirim....

mavi büzgülü etek

Kolaylıkla diktiğim ve severek giydiğim cicimi cici bir eteğimde bu. Eteğimmin fikir anası sevgili berry blogger arkadaşım oldu:) kendisine teşekkür ediyorum. Berry blogunda eteğin yapılışını çokgüzel resimlemiş dilerseniz bakabilirsiniz


Ne diktim --2--

Geçtiğimiz günlerde sevgili blog arkadaşım SWOTPISCES'İN düzenlediği çekilişte renk renk kumaşlar kazanmıştım fakat dikiş kursunun sonlarına denk geldiği için kumaşları henüz dikemedim malum evdede dikiş makinesi yok olsa hepsi şimdiye kadar bitmişti zaten:) Kendi çabalarımla son hafta ucu ucuna bir etek ve bir bluz diktim teşekkürler  SWOTPISCES
bu kumaşa bayılmıştım saten bir kumaş üzerinde o kadar hafif duruyorki tam yazlık renkleri de süper sıfır yaka yaptım kollarını katlayıp kullanmayı düşünüyorum. üste giyilmiş hali daha güzel duruyor
eteğimin rengide çok hoş fuşya sezonun moda renklerinden:)) yüksek bel altı büzgülü etek modeli uyguladım yandan fermuarlı. kemeri parlak siyah bir kumaş yanlarına kurdela yaptım şirin bir etek oldu.

Üzerime giydikçe sevgili arkadaşıma güzel dileklerimi dualarımı yolluyorum...

Ne diktim--1--

Nihayet diktiklerimi sizlerle paylaşma vakti geldi. Tembellikten kurtulup bir türlü diktiklerimi fotoğraflayamadım bir ay sonrada tatil girecek ve hiç fırsatım olmayacaktı bu nedenle bu sabah karar verdim ilk postmu yayınlamaya:) Halk eğitimde dikiş kursuna gitmiştim ve bu sene kış nasıl geçti anlayamadım. Bakacak kimsem olmadığı için oğlumda benimle birlikte geldi. Ona kıyamadım bazen çok sıkıldı bazen hasta oldu ama yinede ikimizde pes etmedik. Üretmek okadar güzelki!!! Ben diktim diyebilmek ve olumlu eleştiriler almak insanı daha çok gaza getiriyor. Bazen bunaldım başıma ağrılar girdi ama pesetmedim. İşte diktiklerimden bir parça

Bu etek benim ikinci eteğim. Model basit Çan etek modeli sadece önde A pile yada tek pile kaşe var. kemeri farklı olsun istedim ve nette araştırırken buna benzer bir model buldum hocaya tarif ettim ve hemen uyguladım. Puanlı kumaşa çok yakıştı çok farklı ve şık durdu aklınızda olsun derim:)
Bluzum arkadan düğmeli saten bir kumaş tül parçasını bebe yaka gibi uyguladım. pensli bir gömlek

buda gömleğin arkası bele oturan bir formda, inci düğmeler taktım eteğimle güzel bir takım oluşturdu.
Gömlekte ikinci diktiğim gömlek gömlek olayını çözdüm ama etek dikiminde hala sıkıntılarım var dike dike öğrenicez inşallah...
 

Oyun hamuru faaliyeti

Youtube'dan rasgele video izlerken playdoh'un oyun hamurlarının tanıtım videolarını buldu. Bizde alalım anne demeye başladı tabiki ve benimde aklıma o anı kurtarmak için bu fikir geldi gerçekten de keyifle oynadı. Oyun hamuru olmadığı için evde hemen bir hamur yaptım küçük arabalarından alt tekerleri çıkanları aldık bu hamurlara kalıp olarak kullandık  

hamura bastır çek şimşek meytır seli karakterler hazır:) biz eğlendik belki sizede fikir olur
playdoh oyunhamurunun videosunu izlemek isterseniz burada

Oğlumla faaliyet


 Bu oyuncağın ismi nedir bilmiyorum fakat faaliyet olarak baya işimize yaradı. Rakamlar ve alfabeden oluşuyor. bu oyuncakla önceki bir faaliyet postunda sayı çalışmamız vardı şimdi de bunları yaptık.
havuzumuz ve şezlongda şimşekle ve meytır:)

Bunlarda şimşek ve bayan selinin evleri:)
Burasıda gökkuşağı köprüsü:)
Çok şükür şimşek izleme sevdası sona erdi sanırım sıkıldı artık. Şu aralar Pokoyo izliyor ben Eliymişim babası da Pato kendisi de Pokoyo. Dönem dönem kahramanlarımız değişecek sanırım abartmadığı sürece bizim için sorun yok bu izledikleri masum çizgifilmler şiddet içerikli filmleri izlemiyor hatta keloğlanı bile sevmiyor çok bağrıyor bunlar diyor:) sakin ve eğlenceli çizgifilmleri tercih ediyor. Bana uyar..:)

Kalbura bastı tarifi

Evlendiğimizden beri kaç kez şeker pare tarzında şerbetli tatlı denediysem hepsi hüsranla sonuçlandı. Tarifleri netten buluyorum herşeyi ölçüsüne göre yapıyorum ama nedense taş gibi oluyor serbeti çekmiyordu. Artık pes etmiştim insan emeğine mi üzülsün israf olan onca malzemeyemi bilemiyor. Geçenlerde canım yine fena halde şekerpare çekti ama bu sefer kalbura bastı yapayım dedim o biraz daha zahmetsizdi tarifi PORTAKALAĞACINDAN aldım iykide ordan aldım süper oldu. Tam istediğim gibi. O yüzden hemen paylaşmak istedim sizlerde benim gibi bu sorunu yaşıyorsanız tarifi deneyin derim memnun kalacaksınız. Eğer güvendiğiniz güzel bir şekerpare tarifi varsa onuda paylaşırsanız sevinirim:) şekerpareyide tutturabilirsem şerbetli tatlı işini halletmiş olacağımdır:) Resim ekleyemiyorum telefon çekimi olduğundan resimler net değil tarifi aldığım siteden resimli haline bakabilirsiniz dilerseniz. Afiyetle..

Öncelikle
  • 2,5 su bardağı toz şeker
  • 2,5 su bardağı su kaynatarak şerbetini hazırlıyoruz ve soğumaya bırakıyoruz daha sonra hamuru yapmaya başlıyoruz

  • hamuru için:
      1 paket yumuşak margarin ve 3 su bardağı unu birbirine yediriyoruz daha sonra
      1  yemek kaşığı yoğurt
      2 yemek kaşığı sıvıyağ
      1 yumurtayı da ekleyip güzel bir hamur elde ediyoruz hamurun üstünü örtüp 10 dakika buzdolabında dinlendiriyoruz
    bundan sonrasında ben hamurdan ceviz büyüklüğünde parça aldım elimle şekil verdim tepsiye dizdikten sonra çatalla üzerlerine çizik attım yani benimki çatal bastı oldu kevgirle falan uğraşmadım buda değişik bir görsel oldu sonuçta fakat sitede aynen şöyle anlatılmış dilerseniz siz bu yolu uygulayın
    hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alın. bu parçaları bir kevgirin üzerinde elinizle bastırarak avcunuzun ortası kadar açın. hamurun içine 1 tatlı kaşığı ceviz koyun ve her iki ucunu birbirinin üzerine getirin.
    kalburabastıları katlanan kısmı altta kalacak şekilde fırın tepsisine aralıklı olarak dizin. 180C'de 10-15 dakika pişirin. sonra ısıyı 200C'ye getirip üzerinin kızarmasını bekleyin. üzerleri kızarınca fırından çıkarın. sıcak tatlıların üzerine soğumuş şerbeti dökün.

    işte bu kadar kolay gelsin..

    harika bir kandil simidi tarifi

    Ne zamandır pastanedeki kandil simitleri kıvamında simit arıyordum ve nihayet buldum tadı harika bizim evde bir solukta bitti:)

    *yarım paket yumuşak margarin
    *1 yumurtanın sarısı içine beyazı üzerine
    *1 çay bardağı sıvı yağ
    *3 yemek kaşığı sirke
    *1 tatlı kaşığı tuz
    *yarım çay bardağı şeker ( çay bardağı küçüklerden )
    *Alabildiği kadar un
    *üzeri için bolca susam
    ben kurabiyelere kabartma tozu atmıyorum. Şekilleri kabardığı zaman bozuluyor. Siz isterseniz bir paket kabartma tozu ilave edebilirsiniz.
     
    Bütün malzemeyi yoğuruyoruz yoğurma işlemi bittikten sonra 10 dakikka dinlendiriyoruz simit şekli verip üzerine yumurta beyazı ve susam sürüyoruz. 200 derecede üzeri hafif kızarana kadar pişiriyoruz üzerine yumurta sarısı sürülmediği için kırmızı bir simit olmuyor pembemsi bir renk alınca fırından çıkarabilirsiniz soğuduktan sonra servis yaparsanız iyi olur sıcakken simitler dağılabilir afiyet olsun..
    malesef resimleri ekleyemiyorum fotoğraf makinem bozuldu ve telefon görüntüsüde net değil eklesem de birşey belli olmuyor:((

    İki kişilik pizza hamuru

    Merhabalar istediğim gibi bir pizza hamuru bulunca hemen sizlerle paylaşmak istedim. Hamur 2 kişiye tam yetiyor bendeki diğer tarifler fazla gelirdi ve artan hamuru ne yapacağımı şaşırırdım bu tam iki kişilik bizim gibi küçük aileler için ideal:)

    Malzemeler
    ·         1 su bardağı ılık su
    ·         2 + 1/4 tatlı kaşığı aktif kuru maya
    ·         1 tatlı kaşığı şeker
    ·         3 + 1/2 su bardağı un
    ·         1 + 1/2 tatlı kaşığı tuz
    ·         1/4 su bardağı + 2 yemek kaşığı sıvı yağ 
    ·         1 yumurtanın sarısı


    Hazırlanışı;
    Su, maya ve şekeri yoğurma kabında karıştırın. Zeytinyağı yumurta sarısını unu ve tuzu mayalı karışımın üzerine ekleyin ve yumuşak bir hamur oluncaya kadar yoğurun.
    Üzerine temiz ve nemli bir mutfak havlusu kapatıp ılık bir yerde iki katı kadar kabarıncaya kadar bekletin, ben bir saat beklettim
    Hamur kabarınca kaseden alın ve unlu yüzde merdaneyle açıp tepsiye alın.
    benim hamurum biraz sertti açıp yağladığım tepsiye serdim üzerine salçalı sosumu sürdüm üzerine istediğiniz pizza malzemesini koyup 200 derecede 20 dakika pişirip kaşarları üzerine döküp 250 derecede kaşarlar eriyene kadar daha pişiriyoruz pizzayı çok pişirirseniz hamuru sertleşiyor az pişirirsenizde altı çiğ kalır:) dengeyi sağlamak lazım ben tam bu ayarda yaptığım zaman pizzamız hazırlardan kat kat güzel oluyor.Umarım tarif işinize yarar.
    SEVGİYLE

     
    Yüzümde beliren her çizgi, birlikte geçirdiğimiz zamanları anlatsın sana; hatıra defterleri gibi, ve sadece senin okuyabileceğin bir yazıyla!..
Yüzümün her satırı; dünden başlasın, yarına uzasın...
Ki uzansın, taa; bütün sayfaların okunacağı zamana!..
.....
İyi bak hayatın yüzüne; yüzüme bakar gibi...
Yazdıklarımıza ve yazacaklarımıza iyi bak!..

<3<3<3
http://www.muammererkul.com/stop-ki-mainmenu-2/2004-mainmenu-41/1629-hayatn-yuezue-03-eyluel-2004-cuma-.html
    Yüzümde beliren her çizgi, birlikte geçirdiğimiz zamanları anlatsın sana; hatıra defterleri gibi, ve sadece senin okuyabileceğin bir yazıyla!..
    Yüzümün her satı...rı; dünden başlasın, yarına uzasın...
    Ki uzansın, taa; bütün sayfaların okunacağı zamana!..
    .....
    İyi bak hayatın yüzüne; yüzüme bakar gibi...
    Yazdıklarımıza ve yazacaklarımıza iyi bak!..
    Lütfen, sakın tartışma, insanlarla konuşurken. Sen, “bir tane” olduğun için tartışma insanlarla; bir tane’nin rendelenmesine izin verme!.. Tartışma, bitanem.
    Ve onlara, çok da fazla bilgi yüklemeye çalışma... Önlerine koy, ve bırak; ki, kendileri alabilecekleri kadarını alsınlar. Usuul, usul... İçebilecekleri kadarını içsinler; su gibi!..
    m.Erkul
    Oğlum...
    Kaç doğru var, dağarcığında?
    Kaçar doğruyla doğrulmaya çalışıyor insanoğlu?..
    ...
    Bir doğruyu öğren... Bir doğruyu öğret... Bir doğrucuk söyle... Bir doğru iş yap...
    Ki, seni onunla hatırlasınlar, onunla ansınlar...
    ... .....
    Dedemi çok özledim ben;
    Hadi siz de özleyin biraz, doğru söylemiş olanları!..
    Muammer Erkul

    bol çekilişli post

    Pontinin takılarının duyurusu sayesinde birsürü çekilişe katıldım e artık birtanesi bari çıksın:) hepside çıkabilir hiç sorun değil katılmak isterseniz linkler aşağıdadır
     
    Moda Masalları



     
     
     
    Dünden Bugüne

    http://benimblogum06.blogspot.com/2013/02/benden-size-kucuk-bir-hediye.html?showComment=1360759918343#c2333579468279250781
     

     
    Miss Bal'ın Makyaj Bloğu
     

     
    Makyajın Aslı
     

     
    Günlük Makyaj
     

     
    Makyaj Kelebeği
     

     
     
    Dört Dörtlük Blog
     
     
     
     

    Cicileydi
     
     

    mekkuinli faaliyetimiz

    Boyama kitaplarındaki yolu takip etme faaliyetinin şimşek mekkuinlisini bizde evde uyguladık. Yolu takip et mekkuini piston kupasına ulaştır:)
     



    suluboya çalışması

    sulu boya çalışmalarımızda çok zevkli geçiyor. Fırça kullanma işini hallettikten sonra patates baskı ve ip baskı yaptık. Azıcık kirlendik ama olsun kirlenmek güzeldir:)




    çekiliş

    Güzel bir çekiliş var katılmak isterseniz buyrun linkler

    kısa bir aradan sonra...

    çok zaman olmuş ara vereli sebepsiz bukadar ihmal etmem elbet. Tatilin araya girmesi, bloga resimleri yükleyemem, klavyemde bazı tuşların bozulması sebebiyle ekran klayesi ile yazmak zorunda kalmam. Bu sayede 10parmak ekran klayesi kullanabiliyorum:) Affınıza sığınarak sözü fazla uztamıyorum ve oğlumla neler yaptık sizlerle paylaşmak istiyorum..
    Temizlik bezlerinden şekiller kestim gerisini oğlumun hayalgücüne bıraktım


    kağıda çizdiğim şekillerle keçeleri esleştirdi
     
    biz eğlendik belki sizede bir fikir olur..
    Kandilimiz mübarek olsun dualarda buluşalım inşallah

    Eleştirel tutum

    Haber http://www.haberkusagi.com/diger/aile/mutlu-olmak-icin-hayati-uyari-h105089.html sayfasından alıntıdır. Biraz uzun ama benim çok hoşuma gitti. Kendimi eleştiriyorum; ben eleştirel bir insanmışım:(

    "Ben eleştirilmekten rahatsız olmam" bu sözü duydunuz mu hiç? gerçekçi olmasını beklemeyin. Her insan , belli dozdan sonra rahatsız olur. Eleştiri, bütün bünyeleri güçsüz düşüren bir virüstür.
    Eleştirel tutum, yapısal bir özelliğiniz ise dikkat edin. Soğuk, duygusuz, mükemmeliyetçi, inatçı, bencil, narsist, bağımlı gibi özelliklerinizi de keşfedebilirsiniz.


    Eleştirinin, sadece evlilik ve flörtlerde değil, hayatımızda ilişki içinde olduğumuz tüm insanlarla sorun yaşatan bir tavır olduğunu belirten Serhat Yabancı, kişiye sadece olumsuzlukları yansıtan, övgü ve onur etme yerine sadece tamirci edasıyla düzeltmeye çalışan, ama bitmeyen bir tamir süreci gibi bir durum olarak nitelendiriyor.


    ‘Eleştirel tutumu olanları, tamirciye benzetirim’ diyen Yabancı, şöyle devam etti:.

    ‘Bir tamirci her zaman tamir edilecek yere odaklanır. Genelde de kusurlu araçları da severler. Çünkü onlar üzerinden kendilerini başarılı hissederler ve karakterlerini yaşarlar. Tıpkı hayatlarına aldıkları insanları da kusurlu görmek ya da ters karakterli insanları seçmek gibi.


    Eş değiştirmenin sınırı yok!


    İncelediğim evliliklerde 30 yılda bile eleştirel tutuma sahip insanların bir adım ileriye gidemediklerini, eşini değiştirmenin sınırının olmadığını, eleştirinin bir evlilik sorunu olmasından çok kişisel sorun olduğunu belirten Yabancı, 'bir aracı tamir ve modifiye edip, farklı hale getiriyor, sonra o kadar emek verip ürettiğiniz yeni hali de beğenmiyor, tekrar değiştirmeye çalışıyorsunuz. Eleştirel tutumun sonu yoktur. Eleştirel tutum, % 100 sağlıksız olmasa da, sağlıksız olan bunun sık ,sürekli ve yanlış üslupla yapılmasıdır’ derken şu bilgileri verdi:


    Eleştiri, sadece yapıcı olmak amacıyla yapılırsa işe yarar, gerisi eleştiri yapanın kendi egosunu tatmin etmekten başka bir şey değildir.


    Eleştiren insanlar negatif baktıkları için, genelde mutluluk düzeyleri orta veya altıdır. Böyle olunca da, mutsuzluklarını hayatındaki insanlara veya yaşantılara yüklerler. yapılması gereken ise bunun bireysel bir bakış açısının sonucu olduğunu kabul etmek,insanları eleştirip değiştirmeye girişmeden önce kendi bakış açılarının farkına varıp ona emek harcamalarıdır.


    Eleştirel insanların özellikleri :


    *Eleştiri yapan kişinin arka planda eleştirel bir ebeveyni vardır. Ondan öğrendiklerini farkında olmadan sürdürür.


    *Çocukluğunda, çok fazla eleştirilmiş, yönlendirilmiş, özgür karar verme yetisi kazandırılmamış, bu nedenle de KARARSIZDIRLAR.


    *Anne veya babanın çocuğu aşırı önemsemesi, tüm beklentilerini karşılamaları da eleştirel çocuğu oluşturmuştur. Çocuk ilerleyen dönemlerde, istediği olmadığında acımasız va narsistçe eleştirir.


    *Eleştiri yapmak, öğrenilme ve model alma ile geliştiği için öğrenme ve terapiler ile de düzelmesi mümkündür.


    *Genetik boyutunda, takıntılar kısmi olarak etken olabilir.


    *Eleştirel kişiler, bazen en büyük çocuk olabilir. Ebeveynler, anne-baba olmayı ilk çocukta deneyimlerler. O nedenle biraz yap boz tahtası çocuklardır. Kontrollü veya aşırı kontrolsüz yetiştirilmiş olabilirler.


    *Övülme, taktir edilme konusunda cimrilik yaparlar. Asgari ücrete verilen zam misalidirler. Hem az verirler hem de gözünüze sokarlar taktiri.


    *Eleştirel kişiler, eleştirel büyüdükleri için, kendini devamlı kanıtlama, insanların onayını kazanma çabasına girerler. İlerleyen dönemlerde de kendini kanıtlayacağı ama yeterince istediği onayı alamayacağı insanlarda ısrarcı olurlar.


    *Eleştirel kişiler, memnun edici oldukları için, yüksek oranda beklentileri vardır. Her fedakarlık, bir tatmine endekslidir.


    *eleştirel kişiler, yetiştirilirken eleştiriyi dibine kadar yaşadıkları için, kendini eleştirenlerin sevgisinden devamlı şüphe etmiştir. Evlendiğinde veya ilişkisi olduğunda da sevildiğinin devamlı kanıtı ister, test eder söyletir, güvenmez.


    *Eleştirel insanlar, aslında çok fazla dürüst, kuralcı ve hassaslardır. Adaletsizliği ve uyumsuzluğu sevmezler. bunlara maruz kaldıklarında ise takıntı yapar, öfkelenirler.


    *Eleştirel insanlar, çok iyi dost, arkadaş olabilirler. Ama eleştiriler başladı mı ilişkileri bozulabilir. Ya da sessiz kalıp karşıdakini üzmemek için kendi içinde mutsuz olurlar ve ilişkiye de yansıtırlar.


    *Eleştirel kişilerde, enerji sorunu yaşanır. Genelde mükemmeliyetçilikleri nedeniyle çok fazla kafa ve bedeni yorarlar.


    * Çok sık eleştirenler, zamanla karşıdaki kişi üzerindeki etkisini kaybederler. Ciddiye alınmazlar. Haklı oldukları konularda bile kredilerini doldurdukları için önemsizleşirler.


    *Eleştiren insanlar, her şeyin doğrusunu bildiklerini, mükemmel olduklarını zannederler. Şişirilmiş bir ego ile hareket ederler. Kendi şişirdikleri egoya uygun da itibar beklerler.


    Eleştirel yapı, kişinin kontrolüne geçtiğinde hem kendisi hem de çevresi daha olumlu süreçler yaşar. Burada sorun, kişinin bu yönünü fark etmesidir. Eleştiri, içimizdeki negatifliklerin söze ve mimiklere vurumudur. Genel olarak mutlu insanlar daha az takılır ve daha az olumsuz eleştiride bulunurlar.


    Eleştirel insanlarla yaşamak özgüveninizi yıpratır. Devamlı hata yapıyor/ yapabilirim hissi yaşarsınız. Çoğu zaman nerede nasıl davranacağınızı bile bilemezsiniz.


    Sık sık birbirini eleştiren çiftlerin yaşamış olduğu evliliklerde zamanla eşler ayrı davranmaya , herkes bildiğini okumaya başlar, evlilikte kocaman 2 kişilik yanlızlık oluşur.


    Sürekli ve sık eleştirilmek mutsuz eder. Mutsuz ettiğiniz birinden de mutlu etmeyi beklemek adaletsizlik olur. Bu nedenle eğer devamlı hatayı gören, yapılanı değil eksiği gören biriyseniz, zamanla ilgi ve sevgiye muhtaç olacak ve unutacaksınız. Çünkü eleştiri taş atmaktır. Taş attığınız birinden gül atmasını beklemeyeceksiniz.


    Eleştirel tutum, bir iletişim sorunu gibi görülse de sadece doğru üslubu öğrenmek ile sorun çözülmez. Esas olan, kişinin çocukluğunu, iç dinamiklerini fark etmesi, kendi içinde barışamadığı benliğiyle yüzleşmesidir.


    Kişinin benliği ile yüzleşmesi, mükemmel olmadığı ve olunamayacağını, insanları olduğu gibi kabullenmenin ilk şartının da kendini olduğu gibi kabullenmekten geçtiğini görmesidir. Kişisel olarak insanlar kendini kusurlu gördükçe, kusurlara odaklanır. Yoğun eleştirel tutumların kendi kusurlarımızın bir yansıması olduğunu bildiğimiz sürece, karşımızdaki kişiyi suçlamayı bırakırız.



    Beslenmek istediğiniz kaynağa mümkün olduğunda itinalı davranmalısınız. Sürekli eleştirilen eşlerde yaşanan, depresyon, anksiyete, panikatak, cinsel sorunlar,aldatma girişimleri olayın başka boyutudur.


    ÇÖZÜM ÖNERİLERİ :


    * Devamlı eleştiren insanların, aslında hiç bir şeyi değiştiremediklerini aksine partnerinin gözünde önemsizleştiklerini unutmayalım. o halde yeri ve zamanı geldiğinde, yapıcı bir üslupla eleştirmeliyiz.


    *Eleştiri asla kişiliğe yapılmamalı, davranışa yönelik olmalıdır. "sen şöylesin böylesin" yerine,"bu hareketin- davranışın.." ile başlamak lazım.


    *Eleştiri için "sandiviç yöntemi"ni kullanabiliriz. Önce olumlu mesaj, ardından negatif eleştiri ve sonra olumlu mesaj ile sonlandırmak . ( +-+ ) (örnek: Yemeğin tadı ve masa düzeni harika, ama yemek biraz tuzlu olmuş).


    *Eleştirilerde öncelikle olayı anlatmak, sonrasında ise hissettiğimizi anlatmak gerekir. Böyle yaptığın için böyle hissediyorum gibi.


    *Eleştirilerde, eski olaylarla bağlantı kurmamak, her olayı bağımsız konuşmak lazım. Pişirip önüne getirmek çözüm değil çözümsüzlük oluşturur.


    *Eleştiriler, başbaşa yapılmalı, topluluk önünde, aile üyeleri veya çocukların önünde yapılmamalıdır.


    *Eleştiri okunun değdiği herkesi mutsuz ettiğini ve oku gönderenin de itici göründüğünü unutmamak lazım.


    *Eğer eleştirel bir eşiniz varsa onunla aynı kulvarda savaşmayın. Israrla, ona model olun. Siz övücü olun. Eleştiriye onun hatalarını bularak cevap verirseniz o sizi ringe çekmiş olur.


    *Eleştirip sonuç alamadığınız konularda, kendi davranışlarınızın değişimine geçmelisiniz. Sadece karşıdakinin değişimini beklemekle sorun çözülmemişse yöntem değişikliği gereklidir.



    *Eleştirme hakkınızı öfkeyle ödüllendirmeyin. Eleştirmek bir hata, üzerine öfkelenmek ise ikinci hatadır.


    *Mutlu olmak istiyorsanız, hayatınızdakileri olduğu gibi kabullenin. Değişmesi gereken noktalar için de onlara yardım edin. Emir veren olmayın. Önemli olan bilmek değil, yapabilmeye çalışmaktır. Hatırlatmanın bilimsel bir katkısı yoktur.


    Bugüne kadar eleştirip sonuç alamadıysanız, o konuda aynı yöntemle 20 yıl da geçse sonuç alamazınız. Einstein dediği gibi 'Aynı yöntemlerle farklı sonuç alınmaz.'


    *Eleştiri mağduru iseniz, onun eleştirilerinden haklılık arayıp kendinizi yıpratmayın. Eleştirileri kişiliğinize yormayın. Ama davranışsal olarak farkındalığınızı da geliştirin.


    Neleri eleştirmeliyiz?


    Durumsal ve anlık olan davranışları eleştirmek yerine görmezden gelmek en sağlıklı yöntemdir. Bunun yanı sıra esas olan süreklilik haline gelen davranışları konuşmak ve doğru eleştir yöntemini kullanmaktır. Yani konuları, durumsal ve süreklilik arz eden olarak ikiye ayırmalıyız.


    Eleştirmek çözüm değil.. Çözüm desteklemektir.

    çekiliş

    Güzel bir çekiliş haberi daha.
    katılmak için linke tıklayınız
    http://ikndesign.blogspot.com/2013/01/benimde-hediye-cekilisim-var.html

    Güzel bir çekiliş

    Blog Hocam 2. yaşına ödüllü bir çekiliş düzenleyerek merhaba diyor. İndirimlr sponsorluğunda düzenlenen bu çekilişte 4 kişiye hediye güzel hediyelerimiz olacak. Büyük ödül tablet bilgisayar. Siz de bu hediyelerden birine sahip olmak istiyorsanız katılım bilgilerine bu linkten ulaşabilirsiniz.

    çamaşır makinesinde pantolon ve gömlek boyadım

    Keten pantolonlarda sizde aynı sıkıntıyı yaşıyor musunuz bilmiyorum. Kalitelisinide alsak bir iki yıkama sonra renkleri atıyor. Malesef bizimde aldığımız yere ürünü götürüp iade etme huyumuz yok oysaki alırken "kesinlikle renk atmaz rengi solarsa getirin değiştirelim" diyorlar ama eminim değiştirin diye gitsek binbir türlü bahane sayarlar.
    Düşük ısıda yıkıyorum
    ters çevirip atıyorum makineye
    perwoll kullanıyorum
    ütü bezi ile ütülüyorum ama yinede soluyor.
    aklıma pantolonları boyamak geldi. İykide geldi:) Eşimin kesimini çok beğenerek aldığı Füme renkli keten pantalon solmuştu ilk olarak rengi solan siyah bir gömlek ve bu keten pantolonla başladık.
    1) Çamaşırmakinesinin deterjan bölümüne resimde görülen 30 no siyah renkli kumaş boyasından iki paket döktüm (Bir paketde yeterdi ama ben canlı siyah istediğimden 2 paket kullandım)
    2) Bir silme çorbakaşığı tuz ve bir çorba kaşığı sirke koydum
    3) Pakette 90derece yazıyor fakat ben keten attığım için çekmesin diye 40dereceye getirip yoğun renkli programına ayarladım
    4) Sıkma devrini endüşük olan 400e getirdim
    5) Makine bir saat kırkbeş dakika sonra bitecekti heyecanla beklemeye başladım
    (resim netten alıntı)
    Sonuç gerçekten harika soluk füme gitmiş capcanlı siyah pantolon gelmiş. Bu işi tuttummm
    Sırada benim beyaz gömleklerim var renkleri gitmişti beyaz renkte bir müddet sonra sarımı olsa mormu olsa karar veremiyor:) Ozaman bizde istediğimiz renge boyarız fakat siyah dışındaki renklere cesaret edemiyorum netten araştırmalarıma göre istedikleri rengi alamayanlar var kırmızı diye alırım garip bir pembe çıkar sonu hüsran olsun istemem
    birde şunu ekleyeyim çamaşır makinesi mahvolmuyor korkmayın zaten ben ayda  bir deterjan gözünü siliyordum şimdi tek fark kapağı ve etrafındaki lastiğin içini dışınıda sildim. Birde belki deterjan kalmıştır ihtimaline karşın toz bezlerinizi yada fazla önemli olmayan renkli çamaşırlarınızı atın çok emin olmak isterseniz yarım saat boş çalıştırın kısa programda
    resim ekleyemiyorum blogda sorun var sanırım gözat düğmesi çıkmıyor onedenle kusura bakmayın..