Osmanlıyı anlamak

türkiye gazetesinde yayınlanan bir röportajı paylaşmak istedim. gerçi malesef doğru kitapları okumak yerine yalan yanlış görseller daha çok ilgimizi çeker oldu ve malesefki tarihi araştırmak yerine hayali senaryolara vaybeee ecdat neler yapmış deyip erotizm kokan sahnelere inanıp salya akıtan kitleler var. osmanlı yedi cihana hoşgörüsüyle adaletiyle yiğitliğiyle ve sonsuz bir islam ahlakıyla hüküm saldı. şimdilerde bizim hayranı olduğumuz avrupa medeniyeti osmanlıdan öğrendi. biz ne yapıyoruz altın değerindeki tarihimizin kıymetini bilmiyoruz. İnşallah bunun hesabını verebiliriz...

Yücel KOÇ / ÖZEL RÖPORTAJ
01 Aralık 2012
Avrupalı ressamların çizdiği saçı açık Hürrem portreleri var. Bunları nasıl çizmişler?Hepsi uydurma, hayali. Mümkün değil görmeleri. Nerede görecek? Mesela, Melling... 3. Selim döneminde İstanbul'a gelmiş bir ecnebi. Bir dönem tasarımcılık ve mimarlık da yapmış. 'Melling Kalfa' diye meşhur olmuş. Melling Kalfa gravür de çiziyor. Harem'i de çizmiş. Saray ile irtibatlı iş yapan biri de olsa, bunun Harem'e girmesi mümkün değil. Karaağalar (Harem ağaları) bile kapının bir yerinden sonra kalıyorlar. Melling'in çizdiği gravürdeki Harem'e bakıyorum; kız yurdu gibi. Kat kat çizmiş. Birinci katta yer sofraları kuruluyor, ikinci katta namaz kılınıyor, üçüncü katta yataklar toplanıyor. Bunu nasıl çizmiş olabilir diye araştırdım. Bir kere çizdiği Harem'in bizim Topkapı'daki Harem'le ilgisi yok. Hayali çizdiği en baştan oradan belli. Gravürde orta katta namaz kılan kızlara dikkat ettim. 7-8 hanım namaz kılıyor. Bazıları rükuda, bazıları secdede, bazıları da tekbir alıyor. Dikkatli baktım, kızları ellerini kulaklarına götürerek tekbir alırken çizmiş. Yani bu kişi değil Harem'e girmek, hayatında namaz kılan hanım bile görmemiş. İşte her şey ortada.
İşte Harem yalanının belgesi
Harem ve saray ile ilgili anlatılan hiç doğru şey yok mu?Saray denince bizim toplumumuzun aklına ne geliyor? Hep Avrupa'nın sarayları... Buckingham, Versay, Almanların Recidance'ları... Bizim sarayımız hiçbir zaman onlarınkine benzemedi. Bizim sarayımızda ne var; Birun ve Enderun. 2. Murat'ın Edirne'ye yaptırdığı saraya gidin, orası da aynı. Birun'da devlet ve dünya yönetilir. Enderun, adı üstünde; en derin, en özel yer. Bugünün popüler tabiriyle Osmanlı'nın kozmik avlusu orası. Kimsenin girip-çıkamadığı özel bir bölüm. Orada kızıyla-erkeğiyle öğrenci yetiştiriliyor. Hürrem Sultan da küçük yaşta alındı, orada yetişti, şekillendi ve Kanuni ile evlendirildi. Evlendiren kim? Hafsa Hatun ve Yavuz Sultan Selim. Bir baba ve anne, çocuğunu yaş tahtaya bastırır mı? Hepimiz ebeveyniz. Çocuğumuz evleneceği zaman abuk-sabuk bir gelini hangimiz isteriz? Evimize, sülalemize katmak ister miyiz? Ya da şöyle düşünelim; bugün Türkiye'de bir ailenin mensubu gitti İngiltere'ye okumaya, orada bir İngiliz kızını buldu, beğendi, geldi. “Anne ben bunu sevdim, evleneceğim” dediğinde ne der o anne-baba? Sen ne yapıyorsun? Kim bu? Anası-babası, soyu, inancı der, kabul etmezler. Kolay değil. Bugün biz 2012'de bu ölçüye sahipsek, 500 sene evvel herhalde Osmanlı ailesi aklını peynir ekmekle yemedi. Bir de o kadından doğan çocuk, bir sonraki padişah olacak.
Hürrem nasıl yetişmişti?Hürrem Sultan da bugün 'Harem' denilen, Duhderan-u Hümayun'dan yetişmiş kızlardan biri. O dizide ve bazı uydurma tarih kitaplarında bize nasıl anlatılıyor; Savaşta esirler arasındaki kız çok güzelmiş, bunu hemen Harem'e verelim, demişler. Böyle bir şey olabilir mi? Yaşı 18 ya da 20 olmuş bir kızı hiçbir eğitim vermeden Harem'e sokabilir misin? Ya casusluk yaparsa, ya insan öldürürse!.. En mahrem yere, padişahın yanına sokulur mu? Böyle bir şey mümkün mü?
Peki sarayda eğitim ve güvenlik nasıl sağlanıyordu?Osmanlı küçük yaşta alıyordu çocuğu. 5-6 yaşlarındaki çocuklar hamur gibi yoğuruluyordu. Mesela Çaldıran Savaşı'nda Yavuz Sultan Selim'in sadrazamı olan Hersekzâde Ahmet Paşa... Fatih'in devşirmesidir. Hersek Dükası Yukşiş'in oğludur. Çocuk yaşta almış Fatih Sultan Mehmed, Enderun'da okutup yetiştirmiş, sadrazam olmuş. Zaten bir yanlışını görseler hemen elerler. Enderun'a alınan çocukların çoğu sadrazamlığa gelemiyordu. Sadece son sınıfa kadar gelenler sadrazam olabiliyordu. Örnek; Rüstem Paşa. Hırvat asıllı bir çocuk. Kanuni Sultan Süleyman'ın damadı oluyor. Bugün kim bir Sırp'a, Hırvat'a kızını verir? Osmanlı'da ırkçılık yoktu. O çocuğu ufakken alıp yetiştirmiş ve Mihrimah Sultan evlilik yaşına geldiğinde "Bizim kızımıza kim layık?" diye bakmışlar. Zaten hepsi ellerinin altında, her şeyini biliyorlar o delikanlıların. Doğruluğu, dürüstlüğü, liyâkati ile nam salan Rüstem Paşa ile evlendiriyorlar.
Bu güvenlik titizliği kızlarda nasıl uygulanıyordu?Harem güvenliğin en had safhada olduğu yerdi. 200 civarında küçük kız alınıyor, belirli bir hiyerarşik ölçüde yetiştiriliyor, en son mezun edilirken Enderun'dan bir delikanlı ile evlendiriliyordu. Niye? Çünkü Enderun'dan çıkan delikanlıların hepsi ileride devlet adamı olacak. Yani ben mükemmel bir erkek çocuğu devlet adamı olarak yetiştirirken işimi şansa bırakır mıyım? Onun hanımını da ben yetiştiriyorum. Ben süper bir delikanlı yetiştirdim, sadrazam olacak. Gitti sokaktan ne olduğu belirsiz bir kız ile evlendi. Olur mu? Ben saraya o kızı sokar mıyım? Hanımını da ben yetiştiriyorum, ben evlendiriyorum. Sisteme bakar mısınız? Bu çarpıklığı biz niye bugüne kadar anlayamadık? Bu muhteşem manzarayı niye anlayamıyoruz da, çarpık şekilde anlıyoruz? Çünkü Avrupalı böyle anlıyor. Adamlar Londra'da, Paris'te ağzı açlıktan kokan ecnebi. En çok para eden tablo ne? Osmanlı tabloları. Osmanlı'da en çok para eden tablo ne? Saray tabloları. Saray'da en çok para eden tablo ne? Harem. Mümkün mü bir ecnebinin saraya girmesi, hele de Harem'i görmesi? Onlar da hayali çiziyorlar. Kafalarına göre... Osmanlı Sarayı'nda ne var? Bir sürü genç kız ile erkek var. Bunlar niye olur sarayda? Bilmiyor ki... Onun sarayında yok böyle bir sistem. Onlarda okul diye birşey yok. Osmanlı bu sistemi nereden biliyor? Peygamber Efendimiz'den (Sallallahü aleyhi ve sellem). İlk Mescid-i Nebevi yapıldığında Eshab-ı suffa vardı. Peygamber Efendimiz hemen avlunun bir bölümüne okulu koydu. Bir yanı hanımlar, diğer tarafı erkekler okuluydu. Peygamber Efendimiz döneminde 22 müfessir (tefsir âlimi) hanım yetişmişti. Orası aynı zamanda Peygamber Efendimizin hücre-i seadeti, mescidi, toplantı salonu, öğrencilerin yetiştiği yerdi. Hepsi bir aradaydı. Topkapı'daki sistem de buradan geliyordu.
'Entrikacı' iftiralarının arkasında Avrupalıların kuyruk acısı var!

O kadar padişah hanımı varken, neden Hürrem Sultan hedef oldu?

Bence burada sinsi bir politika var. O da şu; Kanuni Sultan Süleyman denince bizim aklımıza asıl gelmesi gereken şey gelmiyor. Nedir o? Kanuni tahtta iken o gün Avrupa'da çok sinsi bir politika vardı. Haçlı ittifakı yapılmıştı. O günkü Avrupa'nın yarıdan fazlasına hakim olan Almanya'nın başına Schalker geldi. Biz böyle diyoruz, o Almanların 5. Karl'ı... İspanya kraliçesi olan anneannesi Isabel öldü, İspanya da ona kaldı. İspanya'da adı 1. Carlos oldu. Hollanda'yı aldı, İngiltere'nin yarısını kendine bağladı, bütün Avrupa'yı tek bir çatı altında topladı. Bu birliğe katılmayan bir tek Fransa vardı. Kanuni Sultan Süleyman bütün hayatını Fransa'yı desteklemeye verdi, Schalker'e ve kardeşi Ferdinand'a her seferinde darbe vurdu. Kanuni ölmeden 8 sene evvel Schalker'in kurduğu, Fransa hariç, bütün Avrupa'yı kapsayan Roma Germen İmparatorluğu'nu yıktı. Kaç kişi biliyor bunu? Kanuni Avrupa'ya bir sürü sefer yaptı? Neden? Bugün Belçika'nın, Almanya'nın, Hollanda'nın tarihine bakın, "Karl bizim kralımız" derler. Çünkü o gün hepsi tek devletti. Düşmanın tek çatı olması ne demek? Mahvederlerdi bizi. Haçlı seferleri başlayabilirdi yeniden. Ama ne oldu? Hiçbirisi olmadı. Kanuni öyle bir politika yürüttü ki, bütün Avrupa'yı yöneten Karl hayattayken mezara girdi. Devletini parçaladı, paylaştırdı. Karl, İspanya'da El Hamra'da inzivaya çekildi ve kahrından öldü. Biliyor muyuz bunu? Bu Kanuni'nin hayatındaki en önemli detaydır. Bu ne demek? O günkü Roma'nın hakkından gelen adam. O yüzden Avrupa Kanuni'yi hiç sevmez. Çünkü en büyük ittfaklarını yıktı. O zaman ne olacak? Kanuni'yi karalamamız lazım. Nasıl karalayacağız? Sultan Süleyman beş para etmezdi, desen herkes güler. Barbaros'u, Mimar Sinan'ı, Ebussuud Efendi'yi, Sokullu Mehmet Paşa'yı karalayabilirler mi? Ama şunu dersen; sarayda bir kadın çıktı, hepsini parmağına doladı, hepsini oynattı, işte o zaman hepsini karalarsın. İsmini saydığım bütün isimleri bu şekilde iradesiz, zavallı, bir kadın tarafından yönetilen birer uşağa dönüştürürsün. Bence bütün oyun bu.

Padişah zaaf göstermiş olamaz mı?
Devletin bekâsı adına evladını katledebilen bir insan... Çocuğunu gözü görmüyorsa, karısını görür müydü? Bize hep şehzâde Mustafa'nın öldürülmesi anlatıldı. Oysa Hürrem'den olan Beyazıd da öldürüldü. Yıllarca hiç bu anlatılmadı, hep sakladılar, Mustafa'nın öldürüldüğünü söylediler. Demek ki devletin bekâsına kim halel getirirse cezası kesiliyormuş. Hürrem falan değilmiş mevzu.

Hiç yorum yok: